İman, dil ile söylemek kalp ile inanmaktır

Yanyalı Hoca Es’ad Efendi Osmanlı âlim ve velilerindendir. Yanya şehrinde doğdu. İstanbul’a geldi. Akşehirlizâde İbrâhim Efendi’nin talebeleri arasına katıldı. İcâzet alarak mezûn oldu. Müderrislik vazîfesi verildi. Matbaanın ilk kuruluşunda mühim bir işte çalışan Es’ad Hoca Efendi 1143 (m. 1730) senesinde vefât etti. Buyurdu ki:

Allahü teâlânın emrettiği, beğendiği iyi şeyleri yaparak onun merhametini kazanmaz isen, rahmetine kavuşamazsın. Bir âyet-i kerimede meâlen, (İnsan yalnız çalışmakla ve ibâdet yapmakla saadete kavuşur) buyuruldu. Bir âyet-i kerimede meâlen, (Allahın rahmetine kavuşmak istiyenler, emirlerini yapsınlar) buyuruldu. Bir âyet-i kerimede meâlen, (Dünyada yapılanların karşılıklarını göreceklerdir) ve bir âyet-i kerimede meâlen, (Îman edip, ibâdet yapanlar ve haramlardan kaçanlar, elbette Cennetlere girecek, nîmetlere kavuşacaklardır) ve bir âyet-i kerimede meâlen, (Cennet yalnız îman edip, ibâdet edenler içindir) ve bir âyet-i kerimede meâlen, (Allahü teâlâya ve Onun Peygamberlerine itaat edenler, âhırette Peygamberlere ve sıddîklara ve şehitlere ve sâlihlere verilen nîmetlere ortak olacaklardır) buyuruldu.
Peygamberimiz hadis-i şerifte, (Müslümanlık beş şey üzerine kurulmuştur: Birincisi, Allahü teâlâya ve Muhammed aleyhisselâmın Onun Peygamberi olduğuna inanmak, ikincisi her gün beş vakit namaz kılmak, üçüncüsü, senede bir kere malının kırkta birini Müslüman olan fakirlere zekât vermek, dördüncüsü, Ramazan-ı şerif ayında her gün oruç tutmak, beşincisi, Mekke-i mükerremeye giderek, ömründe bir kere hac etmek.)
Bir hadis-i şerifte de, (Îman, altı şeye kalp ile inanmak ve inandığını dili ile söylemek ve Allahü teâlânın emirlerini beğenmektir) buyuruldu.
İnanmakla ve söylemekle îman hâsıl oluyor, ibâdet etmekle kemâle gelip cilâlanıyor. Ehl-i sünnetin reîsi, dîn-i islâmın en büyük âlimi imam-ı a'zam Ebû Hanîfe hazretleri, vasiyetnâmesinde buyurdu ki: "Îman, dil ile söylemek ve kalp ile inanmaktır."
Amelin lâzım olduğunu gösteren daha sayabildiğin kadar vesikalar vardır. İnsan Allahın lütfu, ihsânı ile Cennete girecektir. Fakat itaat ve ibâdet yaparak rahmete kavuşmaya hazırlanmaz ve lâyık olmazsa Allahın lütfu ve rahmeti ona gelmez. Nitekim bir âyet-i kerimede meâlen, (Rahmetim, muhsinler için, yâni emirlerimi kabûl edip yapanlar içindir) buyuruldu. Allahü teâlânın rahmeti yetişmezse, kimse Cennete giremez.

Toplam Görüntülenme: 456

Yayın tarihi: Çarşamba, 28 Ekim 2020

Bunları okudunuz mu?