Kâmil ve mükemmil Muhammed Masûm
Muhammed Ma’sûm Fârûkî hazretleri, evliyânın meşhûrlarından, büyük İslâm âlimidir. Hicrî ikinci bin yılın müceddidi İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin üçüncü oğludur. İnsanları Hakk’a dâvet eden, doğru yolu göstererek saâdete kavuşturan ve kendilerine; “Silsile-i aliyye” denilen büyük âlim ve velîlerin yirmi dördüncüsüdür. 1599 (H. 1007) senesinde Hindistan’ın Serhend şehrine iki mil uzakta bulunan Mülk-i Haydar’da doğdu.
Dokuz yüz bin talebe!..
Muhammed Ma’sûm, ilminin çoğunu babasının huzûrunda öğrendi. Bu tahsîli sırasında İmâm-ı Rabbânî hazretleri bir mektubunda onun hakkında şöyle yazmıştır:
“Bugünlerde oğlum Muhammed Ma’sûm, Şerh-i Mevâkıf’ı bitirdi. Bu arada Yunan felsefecilerinin kusur ve hatâlarını iyi anladı. Nice faydalara kavuştu. Allahü teâlâya bu ihsânından dolayı hamd ve senâlar olsun...”
Muhammed Ma’sûm, babası İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin vefâtından sonra, vaaz ve irşâd makâmına geçip talebe yetiştirmeye başladı. İslâm târihinde rüşd ve hidâyeti onunki kadar yaygın olan bir âlim ve mürşid görülmemiştir. Dokuz yüz bin kişi ona talebe olup elinde tövbe etmiş, talebelerinden yüz kırk bini evliyâlık mertebelerine kavuşmuş, yedi bini de mürşid-i kâmil, tam ve olgun bir âlim olarak yetişip, irşâd ile emrolunmuştur.
Muhammed Ma’sûm hazretlerinin vefât ettiği sene, Berât Gecesinde, talebelerine “Bir kutbun ismini yaşayanlar defterinden sildiler” buyurarak, vefât edeceğine işâret etti...
“Burada her şey rahmet iledir”
Yine vefâtına yakın bir zamanda bir yerde durup; “Pek yakında kemâl sâhiplerinden birinin mezârı burası olur” buyurdu. Vefât edince kabrinin orası olduğunu görenler bu sözdeki işâreti anladılar...
Yine o günlerde babası İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin kabrini ziyâret ettiği sırada ondan âhiretin hâllerini sorduğunu ve babasının cevâbında; “Burada her şey rahmet iledir” buyurduğunu bildirdi ve ertesi gün vefât etti. (1668)
Cenâzesini, Ahund Sücâdil yıkadı. Mübârek ağzını yıkamaya sıra gelince;
“Bu mübârek ağzı açmaya tâkat getiremiyorum” dedi. Bunun üzerine Muhammed Ma’sûm hazretleri kendisi, suyu ağzına aldı ve çalkaladı. Orada bulunanların hepsi bu hâle şaşkınlık içinde şahit oldular...
Toplam Görüntülenme: 1397
Yayın tarihi: Salı, 31 Ekim 2006
Bunları okudunuz mu?
- Tefsîr ve kelâm âlimi Muhammed bin Eslem
- Silsile-i aliyye’den Muhammed Bâkî-Billah
- Mâlikî fıkıh âlimi Ebû Midyen Mağribî
- Ebü’l Mecd Hakîm Senâî
- Tasavvufta ilk “sofî” Ebu Haşim Sofî
- Onların gönüllerini ahiret düşüncesi kaplamıştır
- Allahü teâlâya hakîkî kul olmak
- Dostun sevdiği kimseler, insana güzel görünür
- Allahım, takdirine râzı olmayı nasip eyle
- Her işin bir güç bir de kolay tarafı vardır