Buhârâlı velî Hâce Dehkân-ı Kılletî

Hâce Dehkân-ı Kılletî hazretleri, aslen Buhârâlıdır. On üçüncü asrın ortalarında vefât etmiş olup, kabri Buhârâ yakınlarında Hakrîz Hisârında Ayyâr Burcu yakınındadır.
Hace Evliyâ’nın önceki hocası, onu Abdülhâlık-ı Goncdüvânî’nin sohbetlerinden vazgeçirmeye, bu yolda ilerlemesine mâni olmaya çalıştı ise de başaramadı. Bunun için her gördüğü yerde kendisine hakâret ediyor, ayıplıyor, dil uzatıyor ve ağır sözler söylüyordu. Hâce Evliyâ ise hiç cevap vermeyip sabrediyordu...

Eski hocası tövbe etti!..
Bu mübarek zat bir gece, kendisine hakâretlerde bulunan bu eski hocasının, çirkin bir günâh işlediğini, keşif yoluyla gördü. Ertesi gün karşılaştıklarında, o hoca yine ağır sözler söylemeye başladı. Bunun üzerine Hâce Evliyâ, o hocaya hitâben;
-Ey üstâd! Utanmaz mısın ki, gece şu çirkin günâhı işlersin, gündüz olunca da bizi hak yolundan döndürmeye çalışırsın! dedi.
O kimse, mahcûb oldu, utandı, kızardı, hiçbir şey söyleyemedi. Hâce Evliyâ’nın, Abdülhâlık-ı Goncdüvânî hazretlerinin sohbetinde bulunmakla, bu keşif ve kerâmet hâline kavuştuğunu, kendisinin, buna mâni olmaya çalışmakla çok büyük hatâ ettiğini anladı. Hâline tövbe etti ve hemen, Abdülhâlık Goncdüvânî hazretlerinin sohbetlerine koştu. Eski hâline pişmân olup, gayretle, sohbet ve hizmete devâm ederek evliyâlık hallerine kavuştu.
Hâce Evliyâ-i Kebîr, Hâce Abdülhâlık-ı Goncdüvânî hazretlerinin huzûrunda, sohbet ve hizmetinde bulunmakla çok yüksek derecelere kavuştu. Onun, Ahmed Sıddîk’tan sonra ikinci halîfesi oldu. Pekçok talebe yetiştirdi.

Dört güzîde talebeden biri...
Vefâtına yakın, kendisine halîfe olarak talebelerinden dört tânesini seçerek bildirdi. Bunların isimleri; Hâce Dehkân-ı Kılletî, Hâce Zekî Hudâbâdî, Hâce Sukümânî ve Hâce Garîb’dir
Hâce Dehkân-ı Kılletî ölüm halinde bulunduğu için Hâce Evliyâ-i Kebîr hazretleri kendisini ziyarete ve hatırını sormaya gittiler. Hâce Dehkân-ı Kılletî Buyurdu ki:
-Allahü tealadan dilemiştim ki, ölümüme ya?kın, dostlarından birini bana göndersin ve o dost göçeceğim zaman elimden tutsun...
Bu mübarek zat, bunları söyledikten sonra vefat etti...

Toplam Görüntülenme: 1588

Yayın tarihi: Çarşamba, 15 Kasım 2006

Bunları okudunuz mu?