Hadîs hâfızlarından Abdullah-i Dârimî

Abdullah-i Dârimî hazretleri, Hicaz, Şam, Mısır, Irak, Horasan’da büyük âlimlerden hadîs-i şerîf dinlemiştir. Rivâyet ettiği hadîs-i şerîfler, Sâhîh-i Müslim, Sünen-i Ebî Dâvûd ve Tirmizî’de mevcuttur...
“Müsned-i Dârimî”, “el-Câmi-üs-sahîh” (buna Sünen-i Dârimî de denir) ve “Sülâsiyyât” o mübarek zatın eserleridir...
Rivâyet ettiği hadîs-i şerîflerden ba’zıları:
“Ümmetimin helaki, kötü âlim ve câhil âbiddendir. Kötü âlimler insanların en kötüsü, iyi âlimler de insanların en iyisidir.”

“Ne mutlu bu ümmete...”
“Allahü teâlâ, mahlûkâtı (yarattığı varlıkları) yaratmadan bin sene önce, Tâhâ ve Yâsîn’i okumuştur. Melekler Kur’ân-ı kerîmi duydukları zaman: “Ne mutlu bu Kur’ân-ı kerîm, kendilerine inen ümmete, ne mutlu bu Kur’ân-ı kerîmi taşıyan, içine alan boşluklara, ne mutlu bu Kur’ân-ı kerîmi okuyan dillere” demişlerdir.”
“Ey Muhacirler! Siz çoğalırsınız. Fakat Ensâr şimdiki durumlarından fazla çoğalmazlar. Ensâr, benim has vekillerim ve sırdaşlarımdır. Ben onların yanında kaldım. Onların ihsan sahibi olanlarına ikrâm edin. Kusurlarını da bağışlayın. Sonra bir kul, dünyâ ve Allahü teâlânın katında olanlar arasında serbest bırakıldı. O da Allahü teâlânın katında olanı tercih etti.” (Resûlullah efendimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) bu mübârek sözü ile kendisini kast ettiğini anlayan Hz. Ebû Bekir (radıyallahü anh ağlamaya başladı.) Bunun üzerine Resûlullah efendimiz, (sallallahü aleyhi ve sellem) “Dur, şu mescide açılan bütün kapıları kapayın, sadece Ebû Bekir’inki açık kalsın. Çünkü, ben Ebû Bekir’den daha üstün ve beraberliğe daha lâyık birisini bilmiyorum” buyurmuşlardır.

“Onlara müjde vereceğim”
“İnsanlar, diriltildikleri zaman, kabirden ilk kalkanları ben olacağım. Mahşere geldikleri zaman, önlerine düşüp onları ben getireceğim. Sustukları zaman onların hatibi ben olacağım. Hapsedildikleri zaman onlara ben şefâat edeceğim. Kerâmetten yanî af ve mağfiretten ümidlerini kestikleri zaman onlara ben müjde vereceğim. Anahtarlar, o gün benim elimde olacak. Ben Rabbime, Âdemoğullarının en kıymetlisiyim.”
Bu mübarek zatın, vefatından evvelki son sözleri şunlar oldu:
“Gün batıyor ve ben gidiyorum. Sevgiliye gitmek ne hoş! Beş şeye dikkat ediniz: Edeb, takva, zühd, hilm ve Resulullah efendimizin Sünnet-i seniyyesini yaymak.”

Toplam Görüntülenme: 2001

Yayın tarihi: Perşembe, 28 Aralık 2006

Bunları okudunuz mu?