“Sultânüş Şuara” Necip Fazıl Kısakürek

Şair, romancı, hikâyeci, piyes yazarı ve fikir adamı Üstâd Necip Fazıl Kısakürek, 26 Mayıs 1904’te, İstanbul’da büyük bir konakta doğdu. Alâüddevle devrinin Şeyhülislâmı Mevlâna Bektût Hazretlerine dayanan Dülkadiroğullarına bağlı “Kısakürekler” soyuna mensuptur...

Amerikan Koleji’nde okudu
Çeşitli okullarda, bu arada Amerikan Koleji’nde okudu ve orta öğrenimini Bahriye Mektebi’nde yaptı. Bu askeri okulda, din derslerini, Aksekili Ahmed Hamdi, tarih derslerini Yahya Kemal’den görmüş, ama asıl anlamda “edebiyat ve felsefeden riyaziyeye ve fiziğe kadar iç ve dış birçok ilimde derin ve mahrem mıntıkalara kadar nüfuz edebilmiş” dediği İbrahim Aşkî’nin etkisinde kalmıştır. Bahriye Mektebi’nin “namzet ve harp sınıflarını bitirdikten sonra” Darülfünun Felsefe Bölümü’ne girmiş ve oradan mezun olmuştur.
Necip Fazıl Kısakürek’in felsefedeki en yakın arkadaşlarından biri Hasan Ali Yücel’dir. Milli Eğitim Bakanlığı bursu ile bir yıl Paris’e gitmiştir. Yurda döndükten sonra Hollanda, Osmanlı ve İş Bankalarında memurluk ve müfettişlik gibi görevlerde bulunmuş, Ankara’da Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi, Devlet Konservatuvarı ile İstanbul’da Güzel Sanatlar Akademisi’nde dersler vermiştir. Daha gençlik yıllarında basınla ilişkiye geçen Kısakürek, bu tarihten sonra memurlukla ilişkisini kesmiş, hayatını yazarlık ve dergicilikten kazanmaya başlamıştır.
Necip Fazıl’ın ilk gençlik yılları bohem bir yaşayış içinde geçer. O, hep bir arayış içindedir. İşte tam o günlerde, son devir âlimlerinden Abdülhakîm Arvâsî’yle tanışır. Bu tanışma onun hayatında dönüm noktası olur ve hayatı değişir...
O, hep gençlik için çırpınır ve yüze yakın eser verir... Anadolu’da verdiği konferansları büyük ilgi görür...

“Demek böyle ölünürmüş!”
“Şâirler Sultanı” Necip Fazıl artık yaşlanmıştır... Onun için daima sırlarla dolu mayıs ayında bir gece, yatağında doğrulup, elâ gözlerini pencereden dışarıya, derin karanlığa diker. Ne görür bilinmez; pembeden daha kırmızı dudakları son defa kıpırdar:
“Demek böyle ölünürmüş!..”
79 yıllık hayatı ve eserleriyle her dem, “hayal kanatları kan içinde” tek başına uçar gibi yaşadı. 25 Mayıs 1983’te, Eyüpsultan Kabristanında toprağa verildi.

Toplam Görüntülenme: 1941

Yayın tarihi: Perşembe, 24 Mayıs 2007

Bunları okudunuz mu?