4 - BİR ŞEHİDİMİZİN SON MEKTUBU

2 Haziran 1916’da Kolağası (Yüzbaşı) Mehmet Tevfik, Çanakkale harbinde bir İngiliz mermisi ile yaralanmış ve şehid olmadan önce şu mektubu yazmıştır:

Sebeb-i hayatım, feyz-i refikim
Sevgili babacığım, valideciğim;

Arıburnunda ilk girdiğim müthiş muharebe de sağ yanımdan ve pantolonumdan hâin bir İngiliz kurşunu geçti. Hamdolsun kurtuldum. Fakat, bundan sonra gireceğim muharebeler den kurtulacağıma ümidim olmadığından, bir hatıra olmak üzere şu satırları yazıyorum.

 Hamd-ü senalar olsun Cenâb-ı Hakka ki, beni bu rütbeye kadar ulaştırdı. Yine mukadderat-ı ilahiyye olarak beni asker yaptı. Siz de ebeveynim olmak dolayısıyla, beni vatan ve millete hizmet etmek için nasıl yetiştirmek lazımsa öylece yetiştirdiniz. Sebeb-i feyz-i refikim ve hayatım oldunuz. Cenâb-ı Hakka ve sizlere çok teşekkürler ederim.

Şimdiye kadar milletin bana verdiği parayı bugün haketmek zamanıdır. Vatanıma olan mukaddes vazifemi yerine getirmeye çalışıyorum. Şehidlik rütbesine kavuşursam, Cenâb-ı Hakkın en sevimli kulu olduğuma kanaat edeceğim. Asker olduğum için. Bu her zaman benim için pek yakındır.

Sevgili babacığım ve valideciğim! Göz bebeğim olan zevcem Münevver ve oğlum Nezih’ciğimi önce Cenâb-ı Hakkın sonra sizin himayenize bırakıyorum. Onlar hakkında ne mümkün ise lütfen yapmaya çalışınız! Servetimizin olmadığı malumdur. Mümkün olandan fazla bir şeyi isteyemem. Refikama hitaben yazdığım kapalı mektubu lütfen kendi eline veriniz. Fakat çok üzülecektir. O üzüntüyü giderecek şekilde veriniz. Tabii ağlayıp üzülecek, teselli ediniz. Allahü teâlânın takdiri böyle imiş. İsteklerim ve borçlarım hakkında refikamın mektubu na koyduğum deftere ehemmiyyet veriniz. Münevver’in hafızasında veyahut kendi defterinde kayıtlı borçlar da doğrudur. Münevver’e yazdığım mektup daha geniştir, kendisinden sorunuz.

Sevgili baba ve valideciğim! Belki bilmeyerek size karşı bir çok kusurlarda bulunmuşum dur. Beni affediniz. Haklarınızı helal ediniz. Ruhumu şad ediniz.

Sevgili hemşirem Lütfiyeciğim! Bilirsiniz ki sizi çok severdim. Sizin için gücümün yettiği nisbette ne yapmak lazımsa isterdim. Belki size karşı da kusur etmişimdir. Beni affet, mukadderat-ı ilahiyye böyle imiş. Hakkını helal et, ruhumu şad et. Yengeniz Münevver hanım ile oğlum Nezih’e sen de yardım et.

Hepiniz hergün beş vakit namaz kılınız. Bir namazı kaçırmamaya çok dikkat ediniz. Ruhuma fatiha okuyarak beni sevindiriniz. Sizi de Cenâb-ı Hakkın lütuf ve himayesine tevdi ediyorum.

Ey akraba ve ehibba, cümlenize elveda! Cümleniz hakkınızı helal ediniz. Benim tarafımdan cümlenize hakkım helal olsun. Elveda, elveda! Cümlenizi Cenâb-ı Hakka tevdi ve emanet ediyorum. Allahaısmarladık sevgili babacığım ve valideciğim.

Oğlunuz
Mehmed Tevfik

19 Mayıs 1331 (1916) 

Toplam Görüntülenme: 2525

Yayın tarihi: Pazar, 04 Ocak 2004

Bunları okudunuz mu?