Çolak Hasan

Haçova Meydan Savaşı bütün şiddetiyle devam ediyordu... İlk günkü çarpışmalardan bir netice alınamadı. Ertesi gün savaş yeniden şiddetlendi. Sultan lll. Mehmed Han’ın Otağ-ı Hümayunu, bataklığı gören bir tepeciğin üzerinde kurulmuştu. Sultan, beyleri ve paşaları yanında olduğu halde savaşı takip ediyordu. Öğleden sonra bataklığın geçilmesi esnasında öncü birlikleri olan Kırım atlıları bozulup geri çekilmeye başladılar. Ön saflardaki bu bozgun arkalara da çözülme olarak yansıdı. Fırsattan istifade eden düşman, Sultanın otağına saldırdı...

Ordu bozuluyor muydu?!.
Bu sırada ordunun geri hizmetini görmekle vazifeli olanlar mutfak çadırının önünde toplandılar. Hasan, bir kolu çolak olduğundan, Yeniçeri Ocağına alınmamıştı. Bunun için hep üzülürdü. İşte bu Çolak Hasan o anda mutfak çadırından ayrılmış, içi giderek savaş alanının yakınlarından çarpışmaları seyrediyordu. Ordunun bozulmaya yüz tuttuğunu görünce, hemen koşarak mutfak çadırının önünde toplanmış olan kalabalığın karşısında nefes nefese durdu. Onlara;
-Bre ne durursunuz? Düşman, Sultanımızın otağına saldırıyor. Ellerimiz bağlı bekleyemeyiz! diye bağırdıktan sonra mutfak çadırına girerek, direklerden birinde asılı olan baltayı sağlam eliyle kaptığı gibi ileri atıldı. Bu hareket oradakileri coşturdu. Herkes ne bulduysa eline alarak Çolak Hasan’ın peşine takıldı. Kiminin elinde bıçak, kiminin elinde satır, kiminde de kepçe vardı...
Çolak Hasan, Sultanın çadırına iki metre yaklaşmış olan düşmana baltasını öyle savurdu ki, keferenin zırhı göğsünden parçalandı. Bir anda düşman neye uğradığını anlayamadı. Kafalarına yedikleri kepçeler ve satırlarla paniğe kapıldılar!..

Düşman askeri dağılmıştı!..
Tepenin üzerinde hadiseyi seyretmekte olan Hoca Sadeddin Efendi, yanında bulunan Cağaloğlu Sinan Paşaya;
-Düşmanın bu şaşkınlığından istifade ediniz. Ne duruyorsunuz! diye bağırdı. Savaş bir anda tam tersine dönmüş, düşman askeri dağılmış ve kaçmaya başlamıştı...
Az önce zafer naraları atan ağzı salyalı kefereler her şeylerini bırakarak kaçıyorlardı. Fakat zaferin kazanılmasında büyük rol oynayan Çolak Hasan ağır yaralıydı. Sultanın çadırına getirildi. Bir ara gözlerini açtı. Çadır kapısından Padişahın girmekte olduğunu görünce;
-Çok şükür Padişah otağına düşman giremedi, diyerek son nefesini verdi...

Toplam Görüntülenme: 2015

Yayın tarihi: Salı, 18 Nisan 2006

Bunları okudunuz mu?