Hacı Bayram-ı Velî

Hacı Bayram-ı Velî (Nûmân bin Ahmed) hazretleri, Sofiyye-i aliyyeden, yani tasavvuf büyüklerindendir. Küçük yaşından îtibâren ilim tahsîline başlayan bu mübarek zat, Ankara’da ve Bursa’da bulunan âlimlerin derslerine katılarak; tefsîr, hadîs, fıkıh gibi din ilimlerinde ve o zamânın fen ilimlerinde yetişti. “Somuncu Baba” adıyla meşhur olan Hâmid-i Aksarâyî hazretlerine talebe oldu. Onunla hacca gitti. Hac vazîfelerini yaptıktan sonra Aksaray’a geldiler. Orada hocasının 1412 (H. 815) senesinde; “Halîfem, vekîlim sensin” emri üzerine, bu ağır vazîfeyi üzerine aldı. Aynı sene hocası vefât edince, defin işleriyle meşgûl olup, cenâze namazını kıldırdı. Aksaray’da vazîfesini bitirdikten sonra Ankara’ya döndü...

Hasta kalpler şifâ bulurdu
Hacı Bayram-ı Velî, Ankara’da dînin emir ve yasaklarını insanlara anlatmaya, onlara doğru yolu göstermeye, yetiştirmeye başladı. Her gün pekçok kimse huzûruna gelir, hasta kalplerine şifâ bularak giderlerdi. Kısa zamanda ismi her tarafta duyuldu. Pek çok talebesi oldu. Akşemseddin hazretleri en meşhurlarındandır...
Bu mübarek zat, 1429 (H. 833) senesinde Ankara’da vefât etti. Türbesi, kendi adıyla anılan câminin yanında ziyârete açıktır...
Hacı Bayram-ı Velî, son hastalığında talebelerini yanına çağırdı. Onlara nasihatlerde bulundu. Talebeleri, acaba yerine kimi halife bırakacak, diye düşünürlerken, birden gözlerini açıp; “Emîr! Su getir!” buyurdu. Talebelerinden biri hemen su getirdi, fakat onu çiçek saksısına döktü. Tekrar su istedi, yine bir talebesi su getirdi. Onu da saksıya döktü...

“Emanet-i kübraya nail olasın”
Yine su istediğinde, talebelerinin önde gelenlerinden Akşemseddin hazretleri, diğer seçkin talebelerinden Bıçakçı Ömer Efendi’ye işaret etti, suyu o getirdi. Hacı Bayram-ı Veli hazretleri suyun bir kısmını içip geri kalanını Ömer Efendi’ye verdi ve; “Kalanını sen iç ki, emanet-i kübraya nail olasın” buyurdu. Tekrar dalgınlaştı. Bir ara gözlerini açtı ve Kelime-i şehadeti söyleyerek ruhunu teslim etti...

Toplam Görüntülenme: 1866

Yayın tarihi: Cumartesi, 17 Haziran 2006

Bunları okudunuz mu?