Zekâtı verilen mallar artar

Ahmed Hurfî hazretleri kırâat âlimlerindendir. Mardin’e bağlı Nusaybin’in köylerinden Hurfe’de doğdu. Hadîs ve diğer ilimlerde çok yükseldi. Cizre’ye giderek talebe yetiştirdi. Daha sonra Nusaybin’e döndü. 664 (m. 1266)’da vefât etti. Zekât vermenin fazileti hakkında buyuruyor ki: 

Mü’minûn sûresi, 4. âyet-i kerîmesinde meâlen buyuruldu ki: “Onlar (gerçek müminler) mallarından üzerlerine farz olan zekâtı eda ederler.” 
Aynı sûrenin onbirinci âyet-i kerîmesinde de meâlen buyuruldu ki: “Onlar Firdevs Cennetine vâris olurlar ve orada ebedî kalırlar.” 
Me’âric sûresi 35. âyet-i kerîmesinde meâlen buyuruldu ki: “Bunlar, Cennetlerde (hesapsız) nimetler ile ikram olunmuşlardır.”
Bekâra sûresi 261. âyet-i kerîmesinde buyuruldu ki: “Mallarını Allah yolunda infâk edenlerin (harcayanların) hâli, her başağa yüz taneli yedi başak bitiren bir tohumun hâli gibidir. Allahü teâlâ, dilediği kimseye daha kat kat verir (ki miktarını O’ndan başka kimse bilmez). Allahü teâlânın fazlı ve ihsânı çok geniştir. O, her şeyi bilicidir.”
Yine Bekâra sûresi 274. âyet-i kerîmesinde meâlen buyuruldu ki: “Allahü teâlânın yolunda gece ve gündüz, gizli ve aşikâr mallarını infâk ederler (sarf ederler). Onların ecirleri (mükâfatları), Rableri katında hazırdır. Onlar için gelecekte bir korku yoktur ve onlar, geçmişte ve gelecekte mahzun olmazlar.”
Yine Bekâra sûresi 276. âyet-i kerîmesinde meâlen buyuruldu ki: “Allahü teâlâ, faiz ile elde edilenleri yok eder. İzlerini bile bırakmaz. Zekâtları verilen malları arttırır.”
Sebe sûresi 39. âyet-i kerîmesinde meâlen buyuruldu ki: “Her neyi hayra harcarsanız, Allah onun arkasından (dünyâ ve âhirette) karşılığını verir.”
Zekât ve sadakanın faziletleri bu kadar çok olduğuna göre, kul, gücü yettiği kadar, az olsun, çok olsun, farz olsun, nafile olsun sadaka vermelidir. Zekât ve sadakayı verirken, en lâyık olana vermeye gayret etmelidir. Allahü teâlâ, Tevbe sûresi 34. âyet-i kerîmesinde meâlen; “Malı, parayı biriktirip, zekâtını Müslüman fakirlerine vermeyenlere çok acı azap müjdele!” buyuruyor. Bu azâbı, bundan sonraki âyet-i kerîme şöyle bildiriyor: “Zekâtı verilmeyen mallar, paralar, Cehennem ateşinde kızdırılıp, sahiplerinin alınlarına, böğürlerine, sırtlarına mühür basar gibi bastırılacaktır.”

Toplam Görüntülenme: 996

Yayın tarihi: Çarşamba, 24 Ağustos 2016

Bunları okudunuz mu?