Allahın rızasına ermiş olmanın alameti

Cerrâhzâde Muslihuddîn Efendi Osmanlı evliyasındandır. 1495 (H. 901)'de Edirne'de doğdu. 1575 (H. 983) senesinde Edirne'de vefât etti. Edirne'de büyüyüp, zamânının âlimlerinden aklî ve naklî, fen ve din ilimlerini tahsil etti. Sonra, Abdürrahîm el-Müeyyedî'nin sohbetine kavuşup ondan feyiz aldı. Sonra Edirne'deki Şeyh Şücâeddîn Dergâhında vazîfelendirildi. Birçok talebe yetiştirdi. Sohbetlerinde buyurdu ki:

"Ana-babasını üzen, onlara isyan etmiş olur. Musibet zamanında dizini döven, sevabından mahrum olur. Allahü teâlâ sabrı, musibet miktarınca indirir."
"Takvâdan, Allahü teâlâdan korkup haramlardan sakınmaktan daha üstün azık yoktur. Susmaktan güzel şey yoktur. Bilgisizlikten zararlı düşman yoktur. Yalandan büyük hastalık yoktur."
"İyilik üç şeyle tamam olur: 1- O iyiliği yapmakta acele etmek. 2- Yaptığı iyiliği gözünde büyütmemek, dâima küçük görmek. 3- İyiliği yaparken, gizlice yapmak."
"Günâhlara tövbe etmeyi geciktirmek, Allahü teâlâya karşı mağrur olmak, kibirli olmaktır."
"Uzun emel sâhibi olmak ve her şeyi sonraya bırakmak, perişanlık ve düşüncesizliktir."
"Allahü teâlânın yarattığı işlere karışmak, felâketine sebep olur. Mesela, 'Allah bana mal verseydi, hacca giderdim. Sıhhat verseydi ibâdet ederdim...' gibi sözler söylemek, kişinin helâkidir."
"Dört şey vardır ki, onların azı da çoktur: 1- Ateş. 2- Düşmanlık. 3- Fakirlik. 4- Hastalık."
"Kız evlatlar, ana-babası için hayır ve hasenâttırlar. Oğlanlar ise, nimettirler. Hasenât sâhibi olanlar sevap kazanır. Nimetlerden ise hesâba çekilir, suâl sorulur."
"Bir kimse, kusur, günah işlediği zaman utanmıyorsa, yaşlandığı zaman pişmanlık duyup kötü işlerinden vazgeçmezse ve tenhâ bir yerde olduğu zaman Allahü teâlâdan korkmazsa, onda hayır yoktur."
"Üç şey vardır ki, Müslümanları çok aziz, şerefli eder: 1- Kendisine zulmedeni affetmek. 2- Kendisine bir şey vermeyene iyilikte bulunmak. 3- Kendisini aramayanları, arayıp hâllerini sormak." 
İki şey kalbe kasvet verir. Çok konuşmak ve çok yemek."
"Mûsâ aleyhisselâm, Allahü teâlâya ilticâ edip; 'Yâ Rabbî! Senin rızâna kavuşmanın alameti nedir?' dedi. Allahü teâlâ buyurdu ki: Sizin başınıza hayırlı olanlarınızı getirirsem, bu, rızâma ermiş olmanızın alametidir. Sizin başınıza şerli olanları getirirsem, bu, gazâbımın alametidir." 

Toplam Görüntülenme: 978

Yayın tarihi: Çarşamba, 19 Ekim 2016

Bunları okudunuz mu?