Allahü teala bir kulu seviyorsa

Üçbaşlı Nûreddîn Efendi, Osmanlı âlimlerindendir. Sakarya’nın Karasu ilçesinin Üçbaş köyünde doğdu. Zamanının âlimlerinden aklî ve naklî ilimleri tahsil ettikten sonra, Manisa, İznik, Edirne ve Amasya’da müderrislik ve Amasya müftülüğü vazîfesini yürüten Nûreddîn Efendi buradan emekli oldu ve İstanbul’a yerleşti. 940 (m. 1533)’de İstanbul’da vefât etti. 

Kanunî Sultan Süleymân Hân’ın vezirlerinden İbrâhim Paşa, Nûreddîn Efendiye; “Sizin paraya karşı ilginiz var. Fakat onları hayır ve hasenata çok sarf ediyorsunuz. Bu nasıl oluyor?” dedi. Nûreddîn Efendi; “Evet, parayı çok sever görünüyorum. Çünkü onunla âhiretimi kazanırım. Yani bu elde ettiğim paralarla hayır işleri yapıp, âhireti kazanmaya çalışırım” buyurdu.
Bu mübarek zat, derslerinde evliyanın büyüklerinden bahsederdi. Bir defasında şunları anlattı:
Fudayl bin Iyâd buyurdu ki: “Kim bid’at sahibi ile oturursa, ona hikmetten bir şey verilmez.”
İbrâhim bin Edhem’e; “Allahü teâlâ; 'İsteyiniz veririm, kabul ederim' buyuruyor. Hâlbuki, istiyoruz vermiyor” denilince, buyurdu ki: “Allahü teâlâya duâ edersiniz, ona itaat etmezsiniz. Peygamberini tanırsınız, O’na uymazsınız. Kur’ân-ı kerîm okursunuz, gösterdiği yoldan gitmezsiniz. Cenâb-ı Hakkın nimetlerinden faydalanırsınız, O’na şükretmezsiniz. Cennetin ibadet edenler için olduğunu bilirsiniz, hazırlıkta bulunmazsınız. Cehennemin âsiler için yaratıldığını, bilirsiniz, ondan sakınmazsınız. Babalarınızın, dedelerinizin ne olduğunu görür, ibret almazsınız. Ayıbınıza bakmadan başkalarının ayıplarını araştırırsınız. Şeytana düşman olduğunuzu söyler, ona uyarsınız. Böyle olan kimseler, üzerlerine taş yağmadığına, yere batmadıklarına, gökten ateş yağmadığına şükretsin! Daha ne isterler? Duâlarının neticesi, yalnız bu olursa yetmez mi?”
Zünnûn-i Mısrî buyurdu ki: “Allahü teâlânın bir kimseyi sevdiğinin alâmeti, o kimsenin, Allahü teâlânın sevgilisinin işine, ahlâkına ve sünnetine uymasıdır. İnsanlara fitne ve fesad, şu altı şeyden dolayı gelir: 1- Âhirete âit olan amellerde niyetinin zayıflığından. 2- Bedenini, İslâmiyete uymayan arzularını yapmaya hazır tutmaktan. 3- Ömrün kısa olmasına rağmen, tûl-i emel peşinde koşmaktan. 4- İnsanların rızasını, Yaradanın rızâsına tercih etmelerinden. 5- Nefislerine uyup, sünneti terk etmelerinden. 6- Selef-i sâlihînin yolundan gitmemekten dolayı.”

Toplam Görüntülenme: 934

Yayın tarihi: Salı, 02 Mayıs 2017

Bunları okudunuz mu?