Sözün âfeti yalan söylemektir

Celâleddîn Mahallî hazretleri tefsîr, fıkıh, kelâm âlimidir. 791 (m. 1389)’da Kâhire’de doğdu. 864 (m. 1459)’da vefât etti. Bir dersinde buyurdu ki:

Yalan söylemek, pek bayağı ve aşağı bir iştir. Dünyâda zilleti gerektiren şeylerin en büyüğüdür. Âhirette ise zelîl ve rüsvây olmayı icap ettiren pek fenâ bir şeydir. Yalan, münafıklığın en büyük alametlerindendir. Ahlakın düşüklüğünü gösteren kuvvetli bir delildir. Yalancıya hiçbir zaman güvenilmez. Yalancı, konuştuğu zaman doğru konuşmaz. Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki: 
“Münafığın alametleri üçtür. Konuştuğunda yalan söyler. Bir vaatte bulunduğu zaman vaadinde durmaz, kendisine bir şey emanet edildiğinde hıyanet eder.”
“Sözün âfeti yalan söylemektir.”
“Hatâların en büyüğü, yalan konuşmaktır.”
Resûlullaha (sallallahü aleyhi ve sellem); “Mümin korkak olabilir mi?” dediler. “Evet olabilir” buyurdu. “Mümin cimri olabilir mi?” dediler. Yine “Evet olabilir” buyurdu. “Mümin yalan konuşabilir mi?” dediler. Buna; “Hayır” buyurdu.
Hikmet sahibi büyük zâtlar, “Dilsiz olmak, yalan söylemekten iyidir” demişlerdir.
Ahnef bin Kays (radıyallahü anh) buyurdu ki: “Akıllı ve şerefli bir mümin yalan söylemez. Gıybet ve hıyanet etmez.”
Ömer bin Hattâb (radıyallahü anh) buyurdu ki: “Hiçbir kimse, mizah yaparken yalan söylemeyi terk etmedikçe îmânın hakikatine kavuşamaz.”
Buhterî; “Ne ciddi ne de şaka hâlinde yalan söylemek insana yakışmaz” buyurdu.
Büyüklerden birisi buyurdu ki: “Sultan, yalancı birine bir iş verirse, bu kimsenin zararı sultanın idaresine tesir eder.”
Lokman Hakîm oğluna nasihatinde; “Ey oğul! Kim yalan konuşursa, onun kıymeti gider” buyurdu.
Yezid bin Meysere (radıyallahü anh) buyurdu ki: “Ağacın dibine dökülen su, ağacı yeşerttiği gibi, yalan da kötülükleri sulayıp, onların yeşermesine ve büyümesine sebep olur.”
Meymûn bin Mihrân (radıyallahü anh) buyurdu ki: “Akıllı kimse, yalancı kimsenin sevgisine aldanmasın. Onun vaadine güvenmesin. Doğru konuştuğu bilinen bir kimsenin yalan söylemesi mümkündür. Fakat yalancılıkla tanınmış birisinden doğru konuşmasını beklemek pek mümkün değildir.”
Yalan, güzelliğin ayıbı, lekesi, noksanı ve iyi ahlâkın âfetidir. Hıyanetin delîlidir. Yalan, çok kötü bir huydur. Doğru sözü az olanın, arkadaşı da az olur. Hazreti Ali (radıyallahü anh), yalanın serap gibi olduğunu bildirmiştir. Yalan ile mürüvvetin bir kişide bir araya gelmeyeceğini bildirmiştir.

Toplam Görüntülenme: 956

Yayın tarihi: Cumartesi, 24 Haziran 2017

Bunları okudunuz mu?