Garip Müslümanlara müjdeler olsun

İbn-i Seken hazretleri hadîs âlimlerindendir. 294 (m. 908)’de Bağdâd’da doğdu. 353 (m. 964)’de Mısır’da vefât etti. Rivâyet ettiği hadîs-i şerîflerden bazıları:

Peygamber efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki: “Dînini ve ahlâkını beğendiğiniz bir kimse, size geldiğinde (velisi olduğunuz bir kıza talip olursa) onu evlendiriniz! Eğer böyle yapmazsanız, yeryüzünde bir fitne ve büyük bir fesat zuhur edebilir.”
“İslamiyet garip, kimsesiz olarak başladı. Son zamanlarda, başladığı gibi, garip olarak geri döner. Garip olan Müslümanlara müjdeler olsun!”
“Kişi, sevdiği ile beraber olur.”
Ebû Hüreyre’nin (radıyallahü anh) rivâyet ettiği hadîs-i şerîfte buyuruldu ki: “Sûizan etmeyiniz. Sûizan, yanlış karar vermeye sebeb olur. İnsanların gizli şeylerini araştırmayınız, kusurlarını görmeyiniz, münâkaşa etmeyiniz, haset etmeyiniz, birbirinize düşmanlık etmeyiniz, birbirinizi çekiştirmeyiniz, kardeş gibi sevişiniz. Müslüman Müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, yardım eder. Onu, kendinden aşağı görmez.”
Enes bin Mâlik’in (radıyallahü anh) bildirdiği hadîs-i şerîfte, Resûlullah efendimiz buyurdu ki: “Benim ümmetim beş tabakadır: Her tabaka kırk senedir. Benim ve Eshâbımın tabakası, ilim ve îmân ehlinin tabakasıdır. Bunlardan sonra seksen yılına kadar gelen tabaka, takvâ ve iyilik ehlinin tabakasıdır. Bunlardan sonra yüzyirmi yılına kadar gelen tabaka, birbirlerine acıyan ve birbirlerine gidip gelenlerin tabakasıdır. Bunlardan sonra yüzaltmış yılına kadar gelen tabaka ise, birbirlerine sırt çeviren ve alâkayı kesenlerin tabakasıdır. Bunlardan sonra ikiyüz yılına kadar gelenlerin tabakası ise, harp ve karışıklık ehlinin bulunduğu tabakadır.”
Câbir bin Abdullah’ın (radıyallahü anh) rivâyet ettiği hadîs-i şerîfte, Resûlullah efendimiz buyurdu ki: “Dul ve yoksulun hizmetine koşan kimse, Allah yolunda cihâd eden kimse gibidir.”
İbn-i Seken diyor ki; “Zünnûn-ı Mısrî’nin şöyle dediğini işittim: Bütün evliyânın sözlerinin özeti şu dört cümledir: 1. Allahü teâlâyı çok sevmelidir. 2. Dünyalıkların, yani haramların ve mekruhların azından bile nefret etmelidir. 3. Allahü teâlânın kelâmı olan Kur’ân-ı kerîme tam uymalıdır. 4. Gelecek olan her günün, daha kötüye gideceğinden endişelenmelidir.”

Toplam Görüntülenme: 822

Yayın tarihi: Pazartesi, 03 Temmuz 2017

Bunları okudunuz mu?