Meyyit, selam vereni tanır

Yahyâ bin Rebî hazretleri tefsîr, hadîs, fıkıh, ferâiz, kelâm ve kıraat âlimlerindendir. 528 (m. 1134)’de Vâsıt şehrinde doğdu. 606 (m. 1210)’da Bağdad’da vefât etti. Bir dersinde buyurdu ki:

Meyyit, kendini ziyârete gelenleri tanır. Hazret-i Aişe’nin (radıyallahü anha) haber verdiği hadîs-i şerîfte: “Bir kimse, din kardeşinin kabrini ziyârete gider ve mezârı başında oturursa onu tanır ve selâmına cevap verir” buyuruldu.
Ebû Hüreyre’nin (radıyallahü anh) bildirdiği hadîs-i şerîfte; “Bir kimse, tanıdığının mezarı başına gidip selam verince, meyyit onu tanır ve selamına cevap verir. Tanımadığı kimsenin kabrine gidip selam verince, meyyit selamına cevap verir” buyuruldu.
Hadîs-i şerîflerde ziyâret kelimesi kullanılmaktadır. Meyyit, kabre geleni tanımasaydı, ziyâret kelimesi kullanılmazdı. Her dilde ve her lügatte, ziyâret kelimesi tanıyan ve anlayan kimselerin buluşmasında kullanılır. “Selâmün aleyküm” sözü de anlayan kimseye söylenir.
Bir kimse, kabre yakın bir yerde namaz kılarsa, meyyitler bunu görür. Namaz kıldığını anlar ve imrenirler. Yezîd bin Hârûn diyor ki: “İbn-i Sâseb, bir cenâzede bulundu. Üzerinde hafif elbise vardı. Bir mezar yanında iki rekat namaz kıldı. Sonra kabre dayandı. Diyor ki: Vallahi uyanıktım. Kabirden bir ses işittim. “Beni incitme! Siz ibâdet yaparsınız, fakat işitmezsiniz, bilmezsiniz. Biz ise biliriz, fakat hareket edemeyiz. Buna göre, şu kıldığın iki rekatten daha kıymetli bir şey yoktur” dedi. (Meyyit, İbn-i Sâseb’in kabre dayandığını ve namaz kıldığını anlamıştı.)
Allahü teâlâ, şehidlerin diri olduğunu ve rızıklandırıldıklarını bildirdi. Bir hadîs-i şerîfte, şehîd ruhlarının Cennete girdikleri haber veriliyor. Âlimlerden birkaçı, bu nimetlerin yalnız şehidler için olduğunu, sıddîkların böyle olmadıklarını söylüyorlar ise de, imamlarımızın ve Ehl-i sünnet âlimlerinin çoğunun söylediği doğrudur. Bunlar, diri olmak ve rızıklandırılmak ve ruhların Cennete girmesi, yalnız şehidler için değildir dediler. Âyet-i kerîmelerden ve hadîs-i şerîflerden böyle anlaşılmaktadır buyurdular. Bunların yalnız şehidler için bildirilmesi, şehidlerin ölüp yok oldukları sanılarak, cihaddan korkulmasını önlemek içindir. Cihâda gitmeye ve şehid olmaya mâni olan şüpheyi gidermek içindir.

Toplam Görüntülenme: 861

Yayın tarihi: Pazar, 10 Eylül 2017

Bunları okudunuz mu?