Bana ümmetimin günahları gösterildi

Hasen bin Süfyân hazretleri hadîs ve fıkıh âlimlerindendir. 213 (m. 828)’de Horasan’ın Nesâ şehrinde doğdu. 303 (m. 916)’de orada vefât etti. 

İlim öğrenmek için çok yer gezdi. Hadîs-i şerîf öğrenmek için, bir toplulukla Mısır’a gitmek üzere yola çıkmıştı. Yolda yiyecek ve içecekleri bitmişti. Üç gün yiyecek bir şey bulamayıp, aç kaldılar. O kadar çaresiz düştüler ki, çevreden bir şeyler aramaya karar verip, aralarından birini bu işle görevlendirmek üzere kura çekdiler. Kura Hasen bin Süfyân hazretlerine çıktı. Önce yakınlarında bulunan mescide girip iki rek’at namaz kıldı. Allahü teâlâya yalvarıp duâ etmeye başladı. Yardım ihsân etmesini diledi. Duâsını bitirince mescide bir genç girip, "Hasen bin Süfyân nerede?" diye seslendi. "Benim" deyince yanına yaklaşıp, “Emîr Tolon sana selâm söyledi. Kusura bakmasın dedi. Sana ve kervanda bulunan her şahsa yüzer dinar gönderdi, buyurun” diyerek paraları verdi.
Bunun üzerine Hasen bin Süfyân, "bu nereden icabetti?" diye sorunca, genç şöyle anlatmıştı:
“Emîr Tolon her gün bir miktar istirahat eder. Yine böyle istirahat ederken uyumuş ve bir rüyâ görmüş. Rüyâsında, atlı bir zât gelip, elindeki mızrak ile dürterek 'Hasen bin Süfyân’ın ve arkadaşlarının imdâdına yetiş, kalk onların yardımına yetiş, onlar falan mesciddedirler, üç günden beri aç duruyorlar' demiş. Emîr Tolon uyanıp, derhâl bunları size gönderdi.”
Emîr Tolon, bu paraları acele gönderdikten sonra, kendisi de yanlarına gelip ziyâret etti. Bulundukları mescidin etrâfındaki araziyi satın alıp, orayı hadîs-i şerîf öğrenmeye gelenlerin istifâde etmesi için vakfetti.
Bu mübarek zatın, naklettiği Hadis-i şeriflerden bazıları:
“Mümin bir kula, ölümünden sonra sevâbı ulaşacak iyi amellerden bazıları şunlardır: Öğrettiği ve yaydığı ilim, geride bıraktığı sâlih bir evlât, vârislere bıraktığı Kur’ân-ı kerîm, yaptığı câmi, yolcular için yaptırdığı misâfirhâne, açtırdığı kanal veya sağlığında malından verdiği sadaka, işte bütün bunların sevâbı kendisine ulaşır.”
“Bana ümmetimin aldığı sevaplar, hattâ câmiden temizledikleri çerçöpün sevâbı bile gösterildi. Ümmetimin günahları da gösterildi. Kur’ân-ı kerîmden bir sûre veya bir âyet öğrenip, sonra okumayı unutan kişinin günâhından daha büyük bir günâh görmedim.”
“Kim yatsı namazını cemâatle kılarsa, bir gecenin yarısını ibâdetle geçirmiş gibi olur. Kim de sabah namazını cemâatle kılarsa, gecenin tamâmını ibâdetle geçirmiş gibi olur.”

Toplam Görüntülenme: 1037

Yayın tarihi: Cuma, 20 Ekim 2017

Bunları okudunuz mu?