Şehitlerin de şefaati haktır

Arab Çelebi, Osmanlı hadîs, tefsîr ve fıkıh âlimidir. 950 (m. 1543)’de İstanbul’da vefât etti. Bir dersinde buyurdu ki:

Peygamber efendimiz (sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem), Peygamberlerin (aleyhimüsselâm) sonuncusudur. Peygamberlerin bazısı bazısından üstündür. Peygamber efendimiz, bütün Peygamberlerden (aleyhimüsselâm) üstündür. Peygamberlik kapısı, Resûlullah efendimizin peygamber olarak gönderilmesinden sonra kapanmıştır. Ondan sonra peygamberlik iddiasında bulunanlar yalancıdırlar. Allahü teâlâ, Ahzâb sûresinin 40. âyet-i kerîmesinde meâlen; “O (Muhammed) Allahın Resûlü ve Peygamberlerin sonuncusudur. Allah her şeyi bilendir” buyuruyor. Ancak, âhir zamanda kıyâmetin alâmetlerinden olarak İsâ aleyhisselâm, semâdan yeryüzüne iner. İnsanları Resûlullah efendimizin dinine davet eder. Bu ümmetin en üstünü Ebû Bekr-i Sıddîk’dır (radıyallahü anh). Sonra Ömer bin Hattâb, sonra Osman bin Affân sonra Ali bin Ebî Tâlib’dir (radıyallahü anhüm). Sonra Aşere-i mübeşşerenin tamâmı, sonra Eshâb-ı kiramdır. Sonra Tâbiin, sonra Tebe-i tabiîn efendilerimizdir. Sonra Selef-i sâlihin’in âlimleri, sonra da onların yolunda giden âlimlerdir.
Kıyâmet günü, Resûlullah efendimizin ümmetinin günâhkârlarına şefaat etmesi haktır. Allahü teâlâ, İsrâ sûresinin yetmişdokuzuncu âyet-i kerîmesinde meâlen; (Ey Resûlüm!) sana mahsus fazla bir namaz olarak, gece uykudan kalk da, Kur’ân ile teheccüd (gece namazı) kıl. Rabbinin, seni bir Makâm-ı Mahmûd’a göndermesi yakındır” buyuruyor. Tefsîr âlimleri, "Makâm-ı Mahmûd"u şefaat makamı diye tefsîr etmişlerdir.
Yine, diğer Peygamberlerin (aleyhimüsselâm), âlimlerin, Sıddîkların, şehitlerin de şefaati haktır. Resûlullah efendimiz bir hadîs-i şerîfte; “Ümmetimin âlimlerinin şefaati, İsrâiloğullarının peygamberlerinin şefaati gibidir” buyuruyor.
Allahü teâlânın velî kulu, Peygamberden (aleyhimüsselam) üstün olamaz. Hattâ bir nebi, bütün evliyâdan daha üstündür. Bir velînin derecesi ne kadar yüksek olursa olsun, ondan ibâdet mükellefiyeti asla düşmez. Hakîkat mertebesine ulaşan velîden, ibâdet ve dinin emirlerini yerine getirme mükellefiyetinin düştüğünü iddia eden kimse ehli dalâlettir ve doğru yoldan çıkmıştır.

Toplam Görüntülenme: 1081

Yayın tarihi: Pazar, 12 Kasım 2017

Bunları okudunuz mu?