Kötülük yaparsan peşinden iyilik yap

İbn-i Taber Mervezî hazretleri Taberistan’da yetişen âlimlerin büyüklerindendir. Merv’de doğdu. 376 (m. 986)’da Buhârâ’da vefât etti. Hadîs ilminde hafız idi. Yüz bin hadîs-i şerîfi rivâyet edenlerle birlikte ezbere bilirdi. Naklettiği bazı Hadis-i şerifler:

Ömer bin Sa’d’ın rivâyet ettiği hadîs-i şerîfte, Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem Efendimiz buyurdu ki: “Ben şu Müslümana hayret ederim: Ona bir musibet geldiğinde sabreder, hayır gelirse Allaha hamd eder ve şükreder. Muhakkak bu Müslümana her şeyde mükâfat verilir. Hattâ ağzına kaldırdığı lokma için dahi.” 
Câbir “radıyallahü anh” dedi ki: Resûlullah Efendimiz Talha bin Ubeydullah “radıyallahü teâlâ anh” hazretlerine nazar etti ve buyurdular ki: (Yeryüzünde yürüyenlerden nezrini yerine getiren bir kimseye bakmayı seven, buna baksın!) 
Ebû Hüreyre’den “radıyallahü anh” nakledilmiştir. Buyurdu ki: Resûlullah Efendimiz Sebir dağına vardılar. Ebû Bekr, Ömer, Osmân, Alî, Talha ve Zübeyr “radıyallahü anhüm” de berâber idiler. Sebir dağı hareket etti. Resûlullah Efendimiz buyurdu ki: (Sâkin ol! Senin üzerinde, Peygamber, Sıddîk ve şehîdler var!) 
Enes’den “radıyallahü anh” nakl edilmiştir. Resûlullah Efendimiz buyurdular ki: (Her ümmetin bir emîni vardır. Bu ümmetin emîni Ebû Ubeyde bin Cerrâh’tır.) 
Sa’d bin Ebî Vakkâs’dan “radıyallahü anh” rivâyet olunmuştur. Resûlullah Efendimiz Uhud günü buyurdular ki: (Yâ Rabbî! Attığını isâbet ettir, duâsını kabûl et!) 
Yine Sa’d hazretlerinden rivâyet olunmuştur. Resûlullah Efendimiz buyurdular ki: (Yâ Rabbî! Sa’d sana duâ ettiği zamân kabul et!) 
Hazreti Câbir’den “radıyallahü anh” rivâyettir ki, Sa’d “radıyallahü anh” Resûlullah Efendimiz ile karşılaştı. Buyurdu ki: (Bu benim dayımdır!) Mu’âz bin Cebel (radıyallahü anh), yolculuğa çıkacaktı. Resûlullah Efendimizin huzûr-i saadetlerine gelip nasihat istedi. Resûlullah Efendimiz; “Allahü teâlâya ibâdet et! O’na hiçbir şeyi ortak koşma. Kötülük yaptığın zaman peşinden iyilik yap. Ahlâkını güzelleştir” buyurdu. 
Ebû Hüreyre’nin (radıyallahü anh) bildirdiği hadîs-i şerîfte; “Bir kimse, tanıdığının mezarı başına gidip selâm verince, meyyit onu tanır ve selâmına cevap verir. Tanımadığı kimsenin kabrine gidip selâm verince, meyyit selâmına cevap verir” buyuruldu.

Toplam Görüntülenme: 999

Yayın tarihi: Salı, 19 Aralık 2017

Bunları okudunuz mu?