Dünyâyı âhirete tercih edenler

Takıyyüddîn ibn-i Dakîkul-ıyd hazretleri hadîs ve Şafiî fıkıh âlimidir. 625 (m. 1228)’de Hicaz’da Yenbu şehrinde doğdu. 702 (m. 1302)’de Kâhire’de vefât etti. "El-Muhallâ” kitabına yazdığı mukaddimede şöyle buyurmaktadır: 

Rabbimiz, gözlerin hainliğini ve kalplerin gizlediklerini bilir. Dünyâ lezzet ve zevklerine dalıp âhireti unutarak aldanan kimseler, işledikleri günahların hemen peşinden cezalandırılmadıklarını görerek, Allahü teâlânın kendilerini cezasız bırakacağını zannederler. Hâlbuki, Allahü teâlâ, âhiretin sıkıntıları ile insanları uyarıyor ve Hac sûresi 43. âyet-i kerîmede meâlen buyuruyor ki: “Rabbinin katında bir gün, sizin saydığınız bin sene gibidir.” İşte bu âyetle, dünyâyı âhirete tercih edenlerin pazarlıklarının yanlışlığına dikkat çekiyor. Allahü teâlâ, bu ikâzına dikkat etmemizi ve faydalanmamızı nasip eylesin... Bu nasihatleri, Cehennem ateşine karşı siper edinmeliyiz. Bu tehlikeye düşmekten ve orada kalmaktan korkuyorum. Bu durumdan Allahü teâlâya sığınırız.
Bu âyetin bildirilmesinin maksadı; kalplere yerleşmiş olan gafletten kurtulmamızı, Rabbimize karşı mesul olduğumuz vazîfeleri yapmaktan çeşitli düşüncelerle geri kalmamamızı, bizi kendisinden uzaklaştıracak bu dünyâya bağlanmamamızı bildirerek bizi uyarmakta, ibret almamızı istemektedir, özellikle zayıf insanlara hüküm verme görevini alan hâkimler daha da dikkatli olmalıdır. Bu kimseler halkın nazarında büyük görünürler. Allaha yemîn olsun ki, durum mühim, vaziyet vahimdir. Allahım bizi şaşırtma! Bir kimse, şayet âhireti arkasına atar, arzu ve isteklerine boyun eğer, bütün gayret ve düşüncelerini dünyalık işine teksif ederse, bu kimsenin isteğinin sonu makam sevgisidir...
Bu mübarek zat, vefat ederken oğluna şu vasiyeti yaptı: “Gayretinde bir gevşeklik görürsen, kendinde bu yüksek hâllere kavuşmaktan uzaklaşma gibi bir hâl hissedersen, Allahü teâlâdan yardım dile! Huzûruna el kaldır. Çünkü O, kendisine gelenleri boş çevirmez. Ve O’nun ilminde kalplerin gizlilikleri saklı değildir. Çünkü Mülk sûresi ondördüncü âyet-i kerîmede meâlen buyuruyor ki: (Yaratan hiç bilmez mi?) İşte bu benim sana nasîhatimdir. Eğer sen taşkınlık gösterirsen, Rabbine karşı senin için görevimi yaptığıma delîlim olacaktır. Kendim ve senin için Rabbimden; nasihat kabul eden bir kalp, zikreden bir lisân ve keremine, ihsânına râzı olmuş bir kalp istiyorum.”

Toplam Görüntülenme: 833

Yayın tarihi: Cuma, 04 Mayıs 2018

Bunları okudunuz mu?