Zekât, gazâb-ı ilâhîyi söndürür

Veliyyullah Ahmed Sâhib-i Dehlevî hazretleri Hanefî mezhebi fıkıh âlimi ve evliyânın büyüklerindendir. (H.1114) senesinde Hindistan’ın Delhi şehrinde doğdu. 1762 (H.1176) senesinde orada vefât etti. Zamanın meşhur fıkıh ve tefsir âlimlerinden ilim tahsil ederek icazet aldı. Delhi’deki büyük medresede ilim öğretti. Bu sırada Mazhar-ı Cân-ı Cânân hazretlerinin sohbetlerine devam ederek tasavvufta da kemale geldi. Bu mübarek zat buyurdu ki:

“Zekât, bereketi çoğaltır. Gazâb-ı ilâhîyi söndürür. Feyiz ve bereketin gelmesine sebep olur. Âhirette cimriliğin sebep olduğu azâbı defeder.”
“Mal sevgisi ve cimrilik, insana zararlı olur. Asıl maksattan uzaklaştırır. Bu ise insanı sıkıntıya düşürür, mânen rahatsız eder. İnsanın mal sevgisinden ve cimrilikten kurtulması ancak yanındaki çok sevdiği şeyleri fakirlere vermeye kendini alıştırmakla olur."
“Bir gün bir fakir benden bir şey istemişti. O fakir zarûret içinde kıvranıyordu. Kalbime gelen ilhâm bana, o fakire ihtiyâcı olan şeyi vermemi emrediyor, dünyâ ve âhirette pekçok ecir ve mükâfâtı müjdeliyordu... Nihâyet o fakire istediği şeyi verdim. İlhâm yoluyla bana vâdedilen şeye gerçekten şâhid oldum. O gün yaptığım bu iyiliğin karşılığını gördüm.”
“İnsan, şehvetini oruç tutmak sûretiyle kırar. Oruç insanın kötü isteklerini zayıflatır. Rûhun parlaması, şehvetin ve kötü arzuların kırılmasında oruçtan daha tesirli bir çâre yoktur. Kişi oruç tutmak sûretiyle şehvet ve kötü arzularından ne kadar sıyrılabilmişse, oruç o derece günahlarına keffâret olur. Melekler oruç tutan kimseyi severler.”
“Oruç tutan cemiyetlere şeytan tesir etmez. Çünkü o cemiyette oruç tutulduğu için şeytanlar bağlanmışlardır. Onlar için Cennet’in kapıları açık, Cehennem’in kapıları da kapalıdır.”
“Haccın hakîkati Müslümanlardan büyük bir topluluğun bir araya gelmesidir. Öyle bir vakitte bir araya gelirler ki, o vakitte peygamberler, sıddıklar, şehîdler ve sâlihler gibi Allahü teâlânın nîmetlerine kavuşmuş olanların hâllerini hatırlarlar. Hac ibâdetinin yapıldığı mukaddes yerler görülünce, Allahü teâlâ hatırlanır. Hac zamanı, Müslümanlar birbirlerinden istifâde ederler. Aynı zamanda hac meşakkatli bir yolculuk olduğu için, büyük bir gayret icap ettirir. Nasıl yeni îmânla şereflenen bir kimsenin daha önceki günahları siliniyorsa, ihlâsla yapılan ve kabul olan hac da günahlar için keffârettir.”

Toplam Görüntülenme: 632

Yayın tarihi: Salı, 16 Nisan 2019

Bunları okudunuz mu?