Bu, Allahü teâlânın Resûlüdür
Şâh Muhammed Çelebi Osmanlı âlimlerindendir. Afyonkarahisar’da doğdu. Zamanının âlimlerinden aklî ve naklî ilimleri tahsil etti. Pekçok medresede müderrislik yaptıktan sonra Edirne ve İstanbul kadılıklarını yürüttü. 1570 (H.978) senesinde İstanbul’da vefât etti. Buyurdu ki:
Ebû Remse-i Teymî’den nakledilmiştir: "Hazret-i Resûlün (sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem) yanına vardım. Mubârek cemâlini bana gösterdiler. Dedim ki: Bu, Allahü teâlânın şeksiz ve şübhesiz Resûlüdür."
Câmi bin Şeddâd “radıyallahü anh” anlatır: Bizden Târık adlı birisi dedi ki: Resûlullahı (sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem), Medîne-i münevvereye teşrîflerinde gördüm. Fakat, onu tanımıyordum. Bana sordu, hiç satılık bir şeyin var mıdır? Dedim ki: Vardır; işte bu deveyi satarım. Dedi ki: Kaç paraya satarsın? Dedim ki: Şu kadar vesk hurmaya satarım. Hemen devemin yularını tutup, götürdü. O gidince, biz birbirimiz ile konuşup, dedik ki: Biz devemizi bir kimseye verdik ki, kim olduğunu bilmiyoruz. Bir hâtun bizim ile berâber idi. Dedi ki: Ben devenize kefîlim. Bir kimse ki, ayın ondördü gibi olsun, size hıyânet etmez. [Yani hıyânet etmesi mümkün değildir.] Sabâh oldu. Bir kişi bir mikdâr hurma getirdi. Dedi ki: Ben Allahın Resûlünün (sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem) elçisiyim. Beni size gönderdi ve buyurdu ki: Bu hurmadan yiyesiniz ve gelip devenizin bahâsını ölçüp alasınız.
Bazı âlimler buyurmuşlardır ki: Allahü teâlâ, meâl-i şerîfi, (... Mubârek bir zeytin ağacının yağından tutuşturulur. Bu öyle saf bir yağdır ki, nerede ise, ateş dokunmasa da aydınlık verecek. Bu aydınlık nûr üstüne nûrdur. (Allahü teâlânın müminleri hidâyeti îmân nûru üstüne bir nûrdur). Allahü teâlâ dilediği kimseyi nûruna kavuşdurur. Allahü teâlâ insanlara böyle misâller verir ki, ibret alıp, îmân etsinler. Allahü teâlâ herşeyi bilir) olan [Nûr sûresi 35.] âyet-i kerîmede buyurup, misâl vermesi, Resûlü “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” içindir.
Bu bir misâldir ki, Allahü teâlânın Resûlünün hakkında vârid olmuştur. Yani buyurmuşdur ki: Kur’ân-ı kerîm okunup bildirilmese bile, onun mubârek yüzü, nübüvvetine ve yüksek derecelerine delâlet eder. Nitekim, Abdüllah bin Revahâ “radıyallahü anh” demiştir ki: Beyt:
Şâyet olmasa idi, onda apaçık deliller.
Güzel görünüşü de sana hayr ile verirdi haber.
Güzel görünüşü de sana hayr ile verirdi haber.
Toplam Görüntülenme: 1263
Yayın tarihi: Salı, 30 Temmuz 2019
Bunları okudunuz mu?
- Ölü yardım yapamaz" diyenler
- Ben, Allaha ve Resûlüne îmân ettim
- Ey Allahın kulları! Allahtan korkun
- Sâlih komşu, geniş bir ev ve iyi bir binek
- Günah pek küçük görünse de yaklaşma
- Allahü teâlâya hakîkî kul olmak
- Dostun sevdiği kimseler, insana güzel görünür
- Allahım, takdirine râzı olmayı nasip eyle
- Her işin bir güç bir de kolay tarafı vardır
- Âhiret yolculuğu için takvâyı azık edinin