Meyyitin vasiyet ettiği mallar

Ahmed Havlânî hazretleri Mâliki fıkıh âlimidir. Tunus’ta Kayrevan'da doğdu. Tahsil için Mısır'a gitti. Orada zamanın meşhur âlimlerinden Mâliki fıkhını öğrendi ve çok talebe yetiştirdi. 432 (m. 1041)’de vefat etti. Bir dersinde şöyle buyurdu:

Bir hasta, yatarken başı ile îmâ ederek de namaz kılamaz ise, kılamadığı bu namazları beş vakitten az olsa bile, bunlar için vasiyet etmesi lâzım olmaz. Bunun gibi, seferde ve hastalıkta oruç tutamayan da, bunları kaza edecek kadar ikâmet ve sıhhat zamanı bulamazsa, vasiyet etmez. Sadaka-i fıtr, zevcesinin nafakası, hac ihrâmındaki cinâyetleri, haccı, adak sadakaları için de vasiyet edilir. Vasiyet etmemiş olan meyyit (ölü) için vârisinin veya herhangi birinin teberru etmesi inşâallah câiz olur. Hac için vasiyet edenin vekîli, meyyitin şehrinden veya bıraktığı malın üçte birinin kifâyet ettiği yerden; teberru eden ise, dilediği yerden hacca gider. Meyyit için hiç kimsenin ücretli veya ücretsiz oruç tutması ve namaz kılması sahih olmaz. Bu husûstaki hadis-i şerif mensûhtur. Kefaret olarak verilen sadaka vâsıtası ile, Allahü teâlâ, meyyitin borçlarını affeder.
Meyyitin vasiyet ettiği mal miktârı, kefaret için kâfî gelmezse veya bıraktığı malın üçte biri kâfî gelmezse yahut hiç vasiyet etmemiş ise, bir kimsenin teberru ettiği az bir mal ile borçlarının hepsini iskât edebilmek için devir yapılır. İskât niyeti ile bir fakire verilir. Fakir aldıktan sonra, bunu velîye veya bir başkasına hediye eder. Bunun kabzetmesi, yâni eline alması lâzımdır. Bu da meyyitin borcunun iskâtı için diyerek, bunu teberru ederek bir fakire verir.
Meyyit vasiyet etmiş olsa dahî, velînin [yâni vârisinin veya vasînin] kefaret yapmak için teberru yapması vâcib değildir. Meyyitin, üçte biri kefaretlerine yetişecek kadar mal bırakması ve bu para ile kefaret yapılmasını vasiyet etmesi vâcibdir. Bu paranın bir kısmı ile devir yapılmasını, geri kalanının vârislere veya başkalarına teberru edilmesini vasiyet ederse, vâcibi terk etmiş olur. Bu ise, günahtır. Bunun için, paranın bir kısmı ile devir yapılmasını, geri kalanı ile Kur'ân-ı kerim ve tehlîl hatimleri yapılmasını vasiyet etmek sahih olmaz. Bundan başka ücret ile Kur'ân-ı kerim okumak câiz değildir. Ücreti alan da, veren de günah işlemiş olur. Ücret ile, Kur'ân-ı kerim öğretmek câiz olur denildi ise de, okumak câiz olur diyen olmamıştır.

Toplam Görüntülenme: 569

Yayın tarihi: Cumartesi, 06 Haziran 2020

Bunları okudunuz mu?