HEPİMİZ MEVAŞİYİZ
Sultan II. Abdülhamid Han zamanında bir nüfus sayımı yapılması kararlaştırılır. Ecnebî sefirler Hâkan’a, hazır sayım yapılırken bir de mevâşî (küçük ve büyükbaş hayvanlar) sayımı yapılmasını tavsiye ederler. Hâkan, insanlarla hayvanların aynı sistem ve aynı zaman içinde sayılmasının insan haysiyetini zedeleyici olacağını belirterek, mevâşî sayımının daha evvel yapılmasını münasip görür. Bunun için vilâyet ve kazâlara telgraflar gönderilir. Meğer bir kazânın kaymakamı o sırada izinde imiş. Vekâlet eden zât, alaylı takımından ve kaymakamla hiç geçinemeyen câhil bir adammış. Mevâşî kelimesinin ne mânâya geldiğini bilmediği gibi, araştırmaya dahi ihtiyaç duymamış. Onu, “Üstün gayret sahibi vatandaş” falan zannetmiş olsa gerek ki, telgraf metnini okuduktan sonra, “Bunun ucunda ya bir nişan; ya bir taltif vardır! İhsân-ı şâhâneyi bu sefer de ben kapayım” diye hemen cevâbî telgrafı yazıp göndermiş:“Ser-kurenâ-yi hazret-i pâdişâhîye, ma‘rûzât-ı kemîneleridir:— Burada kaymakamdan başka hepimiz mevâşîyiz!”Lûgatçe: Kurenâ: Yakınlar; Ser-kurenâ-yi pâdişâhî: Pâdişahın en yakîni, baş mâbeynci; Kemîne: Âciz, hakîr; zavallı.
Toplam Görüntülenme: 1901
Yayın tarihi: Cumartesi, 04 Haziran 2005
Bunları okudunuz mu?
- MİLLÎ ŞEHİD KEMÂL BEY
- ZAĞANOS MEHMED PAŞA
- RUH VE CESET
- II. ABDÜLHAMİD HAN'IN İMZASI
- YAVUZ SULTAN SELİM HAN’IN ŞEHZADELİĞİ
- Bir kâse yoğurt
- Kamaları Sökülmeyen Tek Batarya
- Elçiye Lüzum Yok
- HERKES YEDİĞİNİ GÖNDERİR
- Yavuz'un kuvveti