Meczubların Reisi: Hasan Baba
Meşhurların Son Sözleri
Cumartesi, 23 Temmuz 2011
Hasan Baba, 1800’lü senelerin sonunda İstanbul’da yaşamış meczub velilerdendi ve zamanında bütün “meczubların reisi” gibi idi. Kimseden on para almaz... Yanındaki meczublarla ne yer, ne yapar kimse bilmezdi. Daima Edirnekapı semtine gittiği için orada oturduğu zannolunurdu. Kendisine bir şey sorulduğu zaman yanlış kafiyeli cümlelerle cevap verirdi. Ve ehemmiyet verdiği mes’ele olursa “yazın” der ve sözlerini yazdırırdı...
Dalec bin Ahmed hazretleri
Meşhurların Son Sözleri
Cumartesi, 23 Temmuz 2011
Da’lec bin Ahmed, hadîs ve fıkıh âlimlerindendir. 260 (m. 874) senesinde doğdu. 351 (m. 962)’de vefât etti. Zengin ve çok cömert bir zât olup, hayırlar ve iyilikleriyle meşhûr idi. Mekke’de, Bağdâd’da ve Sicistân’da hadîs âlimlerine tahsis edilmiş vakıfları vardı. Kendisi Mekke’de bir ev satın alıp, bir müddet Mekke’de oturdu. Daha sonra Bağdâd’a yerleşti...
Da’lec bin Ahmed hazretleri, vefatından önce talebelerine şu nasihatleri yaptı:
Abdülcelîl Çelebi
Meşhurların Son Sözleri
Cuma, 22 Temmuz 2011
Abdülcelîl Çelebi, Mısır’da yetişen velîlerdendir. On yedinci yüzyılda yaşamıştır. Kahire’deki Mevlevi dergahında taliplere Mesnevi okutur ve sohbet ederdi. Mesnevi’den anlattı ki:
* Tamah, kulağa bir şey duyurmaz. Garez, göze perde olur.
* Âleme tamah edersen, öte âlemi duyacak ne kulağın, ne de görecek gözün olur.
* Ömrün, altın kesesine benzer; gece-gündüz de para sayan adama.
* Eski ve tecrübe görmüş akıl; sana yeni bir baht bağışlar.
Ahmed Kuddûsî hazretleri
Meşhurların Son Sözleri
Perşembe, 21 Temmuz 2011
Ahmed Kuddûsî, 1769 (H.1183) senesinde Niğde’nin Bor kazâsında doğdu. Küçük yaşta babasından ders almaya başladı. Ahrâriyye yolunun edebini babasından öğrendi. Tasavvufi şiirler yazdı. Bunları Divan’ında topladı...
Ebül-Abbâs el-Gamrî
Meşhurların Son Sözleri
Çarşamba, 20 Temmuz 2011
Ebü’l-Abbâs el-Gamrî hazretleri, Mısır evliyasındandır. Daha çok Kâhire’de ikâmet ederdi. 1499 (H.905) senesinde orada vefât etti.
Bu mübarek zat, sohbetlerinde buyurdu ki:
Namazda huşû, namaz kılanın kurtuluşunun alâmetidir. Nitekim Allahü teâlâ, Mü’minûn sûresi başında; “Muhakkak ki, müminler kurtuluşa erdiler. O müminler ki, namazlarında huşû (tevâzu ve korku) sâhipleridir” buyurmaktadır. Peygamber efendimiz de buyurdu ki: “Bir Müslüman doğru olarak ve huşû ile iki rekat namaz kılınca, geçmiş günahları affolur.” Yâni, Allahü teâlâ onun küçük günahlarının hepsini affeder. Huşûu terk etmek ise, münâfıklık alâmetidir ve kalbin harâb olmasıdır...
Sunullahzâde Saîd Efendi
Meşhurların Son Sözleri
Salı, 19 Temmuz 2011
Sun’ullahzâde Saîd Efendi, İstanbul evliyasındandır. 1514 (H. 920) senesinde Tebriz’de doğdu. Küçük yaştan îtibâren ilim tahsîline başladı. Önce babası Şeyh Sun’ullah hazretlerinden dersler aldı. Sonra büyük âlim, velîlerin önderi Ubeydullah-ı Ahrâr hazretlerinin halîfelerinin sohbet ve derslerinde bulundu. İlimde ve tasavvuf mertebelerinde kemâl dereceye ulaştıktan sonra talebe yetiştirmek üzere vazifelendirildi. Şah İsmâil ortaya çıkıp, İran’da Eshâb-ı kirâm düşmanlığı ve Şiilik yaygınlaşınca, Bitlis’e gitti. 1548 senesinde, Kânûnî Sultan Süleymân’ın İran seferinden sonra Pâdişâhla birlikte İstanbul’a geldi. 1563 senesinde hac ibâdetini yerine getirip, tekrar İstanbul’a döndü.
1572 (H.980) senesinde İstanbul’da vefât etti. Şeyh Vefâ Câmii bahçesinde medfundur. Vefat etmeden evvel yanındakilere buyurdu ki:
Ebû İmrân hazretleri
Meşhurların Son Sözleri
Pazartesi, 18 Temmuz 2011
Ebû İmrân hazretleri Abdülvehhâb-ı Şa’rânî hazretlerinin beşinci batından dedesidir. Mısır’da Sa’îd-i Mısır adlı bölgenin aşağı kısmında ve Nil Nehrinin batı sâhilinde bulunan Behensâ beldesindendir. Ebû Midyen et-Tilmsânî hazretlerinin huzûrunda yetişerek, üstün derecelere, yüksek makamlara kavuşan Ebû İmrân, kendisi gibi yetişen bâzı arkadaşları ile birlikte, hocaları Ebû Midyen tarafından, insanları irşâd etmek, onlara saâdet yolunu göstermek üzere, Mısır’da değişik beldelere gönderildi
Ebû Bekr Yafûrî hazretleri
Meşhurların Son Sözleri
Cumartesi, 16 Temmuz 2011
Ebû Bekr Ya’fûrî hazretleri Şam evliyasındandır. Şam’a yakın Ya’fûr köyünde yaşadı. 1294 (H.693) senesinde vefât etti. Açık hâlleri ve kerâmetleri vardır. Zühd, takvâ ve verâ sâhibi bir zât idi.
Ebû Bekr Ya’fûrî, vefatından kısa bir zaman önce buyurdu ki:
Câfer-i Sâdık hazretleri
Meşhurların Son Sözleri
Cumartesi, 16 Temmuz 2011
Câfer-i Sâdık hazretleri, Hazret-i Ali’nin torunlarındandır ve “Oniki İmâm”ın altıncısıdır. Tâbiîn devrinin yükseklerinden ve evliyânın büyüklerindendir. “Silsile-i aliyye”nin dördüncüsüdür. Bu mübarek zat sohbetlerinde buyurdu ki:
“Beş kimsenin sohbetinden, yâni beş kimse ile berâber bulunmaktan sakın: Birincisi, yalan söyleyenden sakın. Çünkü ona dâimâ aldanırsın. Sana iyilik yapayım derken, kötülük yapar. İkincisi, cimriden sakın. Üçüncüsü, ahmaktan yâni aklı az olandan sakın. Çünkü en çok işine yarayacağı zaman, seni bırakır. Dördüncüsü, kötü kalbli kimseden sakın. Çünkü işi bozulunca, seni harcar. Beşincisi, fâsıktan yâni günâh işlemekten utanmayan kimseden sakın! Çünkü, seni bir lokma ekmeğe satar.”
Amasyalı Bayram Efendi
Meşhurların Son Sözleri
Cuma, 15 Temmuz 2011
Amasyalı Bayram Efendi, Merzifon’da doğdu. Küçük yaştan îtibâren ilim tahsîline başladı. Tahsîlini tamamlayıp ilimde yükseldikten sonra Amasya müftülüğüne ve Sultan Bâyezîd Medresesi müderrisliğine tâyin edildi. Müslümanların müşkillerini halledip talebe yetiştirdi... Medîne-i münevvere, Trablusşam, Sofya, Konya ve Kayseri kâdılığı yaptı. 1709 (H.1121) senesinde Konya’ya giderken Eskişehir’de vefât etti...
Bayram Efendi, vaaz ve derslerinde ilmihal bilgilerinden anlatır, avamın ihtiyacı, evvela fıkıh bilgilerini öğrenmektir, buyururdu. Vefatından kısa bir zaman önce vaazında şunları anlattı: