Beylikten üç kıtaya... Osman Gazi

Meşhurların Son Sözleri

Çarşamba, 06 Ağustos 2008

D ört yüz çadırlık bir beylikten devlet kuran Osman Gazi’nin sayılamayacak kadar güzel hasletleri vardı, ancak onun en güzel hasleti, cömertliğiydi. Sofrasına hiç ayırım yapmadan, çevresindeki herkesi davet ederdi. Açık sözlü ve ikna edici konuşurdu. Koyu ela gözIeri vardı. Koç burunlu, yuvarlak yüzü ve seyrek bir sakalı vardı. Sesi arslanı andırırdı. Resulullahın ve eshab-ı kiramınki gibi beyaz çatma kumaştan burma sarık takardı. Kaftanının yakası boldu. Kıyafetlerini, giydiğinin ertesi günü fakirlere verirdi...

Devamını oku...

Sen ölüm meleğisin!

Meşhurların Son Sözleri

Salı, 05 Ağustos 2008

Büyük velî Abdullah el-Müzeni hazretleri şöyle bir hadise nakleder: “İsrailoğullarından bir kişi mal topladı. Ölüme yaklaşınca çocuklarına “bana mallarımı gösterin” dedi. Kendisine birçok at deve köle ve başka mallar getirildi. Mallara baktığında üzüntüsünden ağladı. Ağlarken ölüm meleği onu gördü ve kendisine şöyle sordu:
- Seni ağlatan nedir? Sana bu serveti bahşedenin hakkı için ruhunu bedeninden ayırmadıkça evinden çıkmayacağım!
- Bana mühlet ver ki bu malı dağıtayım!
- Heyhat! Artık sana mühlet verilecek zaman sona ermiştir. Ecelin gelip çatmadan önce neden dağıtmıyordun?
Azrail aleyhisselam bunları söyledikten sonra adamın ruhunu kabzetti.

Devamını oku...

Molla Câmî'ye iftira atan bedevînin sonu

Meşhurların Son Sözleri

Pazartesi, 04 Ağustos 2008

Mevlânâ Abdurrahmân Câmî (Molla Câmî) hazretleri Hirat’ta yetişen büyük âlim ve velîlerdendir. 1414 (H.817) de İran’ın Câm kasabasında doğdu. İmâm-ı Muhammed Şeybânî hazretlerinin neslindendir...
Molla Câmî hazretleri, bir sene, Hicaz’a gitmek için yola çıktı. Her geçtiği şehirdeki âlimler onu karşılayarak, ziyâret edip, hayır duâsını aldılar. Bilmedikleri müşkillerini sorarak, verdiği cevaplara hayran kaldılar. Bağdât’ta Eshâb-ı kirâm düşmanları ile yaptığı münâzaralarda hep gâlip geldi. Bâzı insaflı olanların tövbe etmesine sebeb oldu. Uğradığı yerlerde, sultanlardan, emîrlerden ve halktan pekçok hürmet, izzet ve ikrâm gördü. Daha önce vefât etmiş büyüklerin kabirlerini ziyâret etti. Medîne-i münevvereye geldiğinde, Peygamber efendimize olan muhabbetini dile getiren kasîdeler söyledi.

Devamını oku...

Kerîmüddîn Bâbâ Hasan Ebdâlî

Meşhurların Son Sözleri

Pazar, 03 Ağustos 2008

Kerîmüddîn Bâbâ Ebdâl, Hindistan’ın büyük velîlerindendir. Doğum târihi belli değildir. 1640 (H.1050) senesinde vefât etti.
İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin feyz ve himmetlerine kavuştu. Misline rastlanamayan bereketli nazarlar (bakışlar) altında, kısa zamanda çok ilerledi. Hazret-i İmâm ona, insanlara doğru yolu göstermesi, bu yolda ilerlemelerine vesîle olması için icâzet verdi...

Devamını oku...

Nişâbur'dan doğan güneş Ebû Amr bin Nüceyd

Meşhurların Son Sözleri

Cumartesi, 02 Ağustos 2008

Ebû Amr bin Nüceyd, onuncu yüzyılda yaşamış büyük velîlerdendir. Nişâburludur. 976 (H.366) senesinde Mekke-i mükerremede vefât etti... Küçük yaştan îtibâren âlimlerin ve velîlerin ilim meclislerinde ve sohbetlerinde bulundu. Ebû Osman el-Hîrî hazretlerine talebe oldu. Onun sohbetleriyle yüksek haller ve kerâmetler sâhibi bir velî oldu...

Devamını oku...

Şâfiî fıkıh âlimi Hüseyin bin Ahmed

Meşhurların Son Sözleri

Cuma, 01 Ağustos 2008

Haleb’de dünyâya gelen Hüseyin bin Ahmed el-Musulî hazretleri, küçük yaştan îtibâren ilim tahsîl etti. Zamânındaki âlim ve velîlerin ilim meclislerinde ve sohbetlerinde bulundu. Musul’a gelip orada yerleşti. Zâhirî ve bâtınî ilimlerde yüksek bir âlim ve tasavvuf yolunda olgun bir velî oldu. Bilhassa Şâfiî fıkhında âlim idi. İnsanlara Allahü teâlânın emir ve yasaklarını anlattı. Onların dünyâ ve âhirette saâdet ve mutluluğa kavuşmaları için gayret etti...
Bu mübarek zatın, pek çok kerâmeti görüldü. Ömrünün sonuna doğru hac farizasını yerine getirmek için Mekke-i mükerremeye gitti ve 1506 (H.912) senesinde orada vefât etti...

Devamını oku...

Hadis İmâmı İbn-i Asâkir

Meşhurların Son Sözleri

Perşembe, 31 Temmuz 2008

İbn-i Asâkir hazretleri, on ikinci yüzyılda Şam’da yetişen hadis ve fıkıh âlimidir. 1105 (H. 499) senesinde Şam’da doğdu. 1175 (H.571) yılının receb ayında Şam’da vefât etti. Zamânın sultânı Selâhaddîn-i Eyyûbî’nin de hazır bulunduğu cenâze namazından sonra Bâbüssagîr Kabristânında defnedildi.

Devamını oku...

Ebü'l-Hasen'e rüyada verilen İhya cezası!

Meşhurların Son Sözleri

Çarşamba, 30 Temmuz 2008

Fas’ta zamanın itibârlı âlimlerinden olan Ebü’l-Hasen Mağribî; İmâm-ı Gazâlî hazretlerinin İhyâ kitabını okuyunca “Sünnete muhâlif” diye beğenmemiş ve Müslümanların elindeki İhyâ kitaplarının toplanıp yakılmasını emretmişti. Cumâ günü yakılmasını kararlaştırmışlardı...

Devamını oku...

Yedi ciltlik kitap ve Hindistan hükümdarı

Meşhurların Son Sözleri

Salı, 29 Temmuz 2008

Sa’dî Şirâzî hazretleri, Bostan kitabında buyuruyor ki: Hindistan hükümdarlarından biri, okumaya merak saldı. O devrin âlimlerinden birini sarayına davet etti ve;
“Öğrenmem icabeden ilimleri kitab halinde yaz, onu okuyayım” dedi. O âlim de yedi cild tutan kitap yazdı. Fakat bu sırada hükümdar harbe gitmek için hazırlık yapıyordu. Dedi ki:
“Benim cildler dolusu kitap okuyacak zamanım yok. Bütün lüzumlu bilgileri küçük bir kitapta topla!”
Âlim zat, bu bilgileri tek kitapta topladı. Bu kitapta lüzumlu ilmihal bilgileri ve nasihatler vardı. Mesela:

Devamını oku...

Bir Hak âşığı Semnun Muhib

Meşhurların Son Sözleri

Pazartesi, 28 Temmuz 2008

Semnun Muhib hazretleri aslen Basralı olduğu için Basrî, Bağdât’a yerleştiği için Bağdâdî nisbet edildi. Cüneyd-i Bağdâdî hazretlerinin devrinde yaşadı. Ondan sonra 932 (H.320) yılında vefât etti...
Semnun Muhib rahmetullahi aleyh, yaşı ilerlemiş, ömür merdiveninin son basamağına yaklaşmıştı. Bu yaşına kadar başından hiç evlilik geçmemişti. Ömrünün bu son anlarında, sadece sünnete tâbi olmak ve efendimizin sünnetini yerine getirmek için evlenmek istedi. Bu talep üzerine yakınları ona saliha bir hanım bulup evlendirdiler...
Evlendikten sonra her geçen gün Semnun Muhib hazretlerinin, hanımına olan sevgisi çok ziyade artıyordu. Sanki “kara sevda”ya tutulmuştu...

Devamını oku...