Hocası için ölen talebe Nûreddîn Taşkendî
Meşhurların Son Sözleri
Cumartesi, 26 Nisan 2008
Ubeydullah-ı Ahrâr hazretlerinin zamânında, Taşkend’de şeyhlik iddiâsında bulunup, irşâd makâmına kurulup oturan pek çok kimse vardı. Bunlar, Ubeydullah-ı Ahrâr hazretlerine karşı kıskançlık ve ayrılık gösterirlerdi. Neticede, hepsi tek tek silinip gittiler. Ancak Taşkentli bir genç vardı ki o silinmedi. Çünkü diğerlerinin gözü şeyhlikte iken o genç, Ubeydullah-ı Ahrâr’a talebe olmak için can atıyordu. Bir gün o arzusuna da kavuştu. İşte biz bugün, hocaya bağlılığın nasıl olacağını bize yaşayışıyla gösteren o mübarek talebeden yani Nûreddîn Taşkendî’den bahsedeceğiz...
Nûreddîn Taşkendî, Ubeydullah-ı Ahrâr hazretlerinin talebelerindendir. Doğum ve vefât târihleri belli değildir. Nisbesinden Taşkentli olduğu anlaşılmaktadır. Hayâtı hakkında fazla bilgi olmayan Mevlânâ Nûreddîn, on beşinci asırda yaşamıştır...
Gönlünü hoş tut yâ Resûlallah!..
Meşhurların Son Sözleri
Cuma, 25 Nisan 2008
Kitaplarda bildirildiği gibi, Peygamber Efendimiz, ümmetine çok düşkündür. Nitekim, “Hiç şüphesiz ben size bir babanın evlatlarına olan durumu gibiyim” buyurmuştur. Şu hadise, O’nun, ümmetine düşkünlüğünü anlatmaya en güzel bir misaldir...
Hayrın anahtarı Sâbit el-Benânî
Meşhurların Son Sözleri
Perşembe, 24 Nisan 2008
Sâbit bin Eslem el-Benânî, Tâbiînin, zâhid, âbid ve müttekilerinden ve velîlerindendir. Hadîs ilminde sika, emîn, güvenilir ve îtimâd edilir bir âlimdir. Basra’nın en büyük âlim ve râvilerindendir. Sâbit el-Benânî, birçok Sahâbîden hadîs-i şerîf rivâyet etmiştir. Enes bin Mâlik, İbn-i Ömer, İbn-i Zübeyr, Şeddâd (radıyallahü anhüm) bunlardandır. Hadîsleri Kütüb-i Sitte diye meşhûr olan altı hadîs kitabının hepsinde vardır...
Hadis âlimi bir seyyah Ebu Yusuf el-Fârisî
Meşhurların Son Sözleri
Çarşamba, 23 Nisan 2008
Ebu Yusuf el-Fârisî (191-277 hicrî, 808-890 milâdî) İrân’ın Fesâ şehrinde doğduğu için “Fesevî” nisbetini almıştır. Hâfız, İmâm, Hüccet, Muhaddis, Müverrih ve Rahhâl (seyyâh) vasıflarıyla muttasıftır. İlim talebi yolunda şarka ve garba seyahatler yapmış, 30 yıl kadar gurbette kalmıştır. Bu uzun seyahatler kendisine çok sayıda âlimle karşılaşıp onlardan ilim alma imkânı tanımıştır.
Delâil-ül-Hayrât ve Muhammed Cezûlî
Meşhurların Son Sözleri
Salı, 22 Nisan 2008
Büyük âlim ve velî Muhammed Cezûlî hazretlerinin, salevât-ı şerîfeleri topladığı meşhur kitabı “Delâil-ül-Hayrât ve Meşârık-ul-Envâr”ı niçin yazdığı şöyle anlatılır:
Ben Allah'ın affını umarım
Meşhurların Son Sözleri
Pazartesi, 21 Nisan 2008
Peygamber Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem), Medine’ye geldikten sonra bütün ensâr kendisine hizmet etmek hususunda yarışıyorlardı. Enes bin Mâlik’in annesinin, hizmet yarışında yapabilecek veya verebilecek hiçbir şeyi yoktu. Bundan dolayı hemen Enes bin Mâlik’i çağırıp elinden tutarak Resul-i Ekrem’in huzuruna çıktı ve;
“Ya Resulallah, ben fakir bir kimseyim. Sizlere yardım edecek bir şeyimiz yok. Bu oğlumdur, yardım etmek ve hizmetinizde bulunmak üzere sizlere bırakıyorum. Onu kabul ediniz” dedi.
Resûl-i Ekrem efendimiz, bu içten gelen arzuyu kırmadı. Enes bin Mâlik’i yanına aldı. Bütün zamanlarında onu yanında bulundurdu.
Yakub aleyhisselamın Hz. Azrail'den ricası!
Meşhurların Son Sözleri
Pazar, 20 Nisan 2008
Yakub aleyhisselamın, Ken’an diyârında, yâni Fenike denilen Sayda, Sûr ve Beyrut ile Filistin ve Sûriye’nin bir kısmından ibâret olan bölgede yaşayan insanlara gönderilen peygamberdir. İsmi Yakub olup İbrânice’de “Saffetullah”, yâni “Allahü teâlânın sâf ve temiz kıldığı kul” mânâsına gelmektedir. Diğer adı “İsrail” olup “Allah’ın kulu” mânâsına gelmektedir. İbrahim aleyhisselamın küçük oğlu olan İshak aleyhisselamın oğludur.
Evtâs Gazâsı ve Ebû Âmir
Meşhurların Son Sözleri
Cumartesi, 19 Nisan 2008
Eshab-ı kirâmın büyüklerinden Ebû Mûse’l-Eş’arî radıyallahü anh, bizzat kendisi anlatıyor: Peygamber Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) Huneyn Gazâsından döndükten sonra amcam Ebû Âmir’i bir fırka asker üzerine komutan yaparak Evtâs’a gönderdi. Ebû Âmir, birkaç bin düşmanla buraya kaçıp gelen düşman komutanlarından Düreyd İbn-i Sımme ile karşılaştı. Vuku bulan muhârebede Düreyd katlolundu. Askerlerini de hezîmete uğrattı...
Senin sonun da böyle olacak!..
Meşhurların Son Sözleri
Perşembe, 17 Nisan 2008
Bir zamanlar çok zengin ve yaşlı bir adam varmış. Artık son günlerini yaşıyormuş. Ölümünün yaklaştığını anlayınca dünyadaki tek vârisi olan oğlunu yanına çağırmış ve şu vasiyette bulunmuş:
-Oğlum! Şu altın dolu iki çuvalı görüyorsun. Ben öldükten sonra bu iki çuvaldan biri senin olsun, diğerini ise dünyanın en ahmak adamını bulup ona ver!..
Biraz yavaş konuş herkes duyacak!..
Meşhurların Son Sözleri
Perşembe, 17 Nisan 2008
Süfyân-ı Sevrî büyük velîlerdendir. 713 (H.95) senesinde Kûfe’de doğdu. 778 (H.161)’de Basra’da vefât etti. Tebe-i tâbiîndendir. Hikmetli sözleriyle insanlara nasîhatlerde bulunup, hak yolun bilgilerini öğretti. Bu hususta nasîhatleri pek çoktur. Buyurdu ki:
“Ey kardeşim! Her zaman ve her yerde, doğru ol. Yalan, sözünde durmamak, emâneti yerine getirmemek gibi kötü huylardan çok sakın. Yalancı ve sözünde durmayanlarla düşüp kalkma!”