İkimiz için de farklı bir gün olacak!..

Meşhurların Son Sözleri

Cumartesi, 12 Nisan 2008

Reşâhat müellifi Ali bin Hüseyin el-Vaiz, bizzat kendisinin yaşadığı bir hadiseyi şöyle anlatıyor: Benî Cidan Mescidinde müezzinlik yaptığım yıllardı... Bir gün tanımadığım bir genç mescide geldi. Namazı kıldık, daha kendisine bir şey sormadan yanımdan uzaklaştı... Aradan birkaç gün geçti genç yine geldi, namazı kıldıktan sonra;
“Bugün ikimiz için de çok güzel, farklı bir gün olacak” dedi ve gitti.

Devamını oku...

Kıraat İmâmı Esved bin Yezîd

Meşhurların Son Sözleri

Cuma, 11 Nisan 2008

Esved bin Yezîd bin Kays en-Nehâî hazretleri, Tâbiinin meşhur kıraat imamlarındandır. Eshab-ı kiramdan birçoklarıyla görüşerek onlardan kıraat ilmini öğrendi. Hazret-i Ömer’in (radıyallahü anh) hilafeti zamanında daha çok genç iken hac vazifesi için Mekke-i Mükerreme’ye geldi ve burada Hazret-i Ömer’in sohbetinde bulundu...

Devamını oku...

HERKES YEDİĞİNİ GÖNDERİR

1001 Osmanlı Hikayesi

Perşembe, 10 Nisan 2008

Yavuz Sultan Selim zamanında, İran şahı kıymetli mücevherlerle süslü bir sandık hediye gönderiyor Sultan Selim’e.

Sandık açılıyor. İçinden çeşit çeşit değerli taşlar, kıymetli atlas, kadife kumaşlar çıkıyor. Fakat bir de pis bir koku yayılıyor.
Dehşet bir koku, herkes burnunu tıkıyor.
Neyse en alttaki bohçadan insan pisliği çıkıyor.
Yani Osmanlıya acayip bir hakaret!

Devamını oku...

Yavuz'un kuvveti

1001 Osmanlı Hikayesi

Perşembe, 10 Nisan 2008

YAVUZ SULTAN SELİM,  TRABZON VALİLİĞİ DÖNEMİNDE BİR GÜN KONAĞININ BALKONUNDAN ETRAFI SEYREDİYORDU. SAHİLDEN BALIKÇILARIN ŞEN GÜRÜLTÜSÜ GELİYORDU. BU GÜRÜLTÜYÜ DİNLEMEYE BAYILIRDI; DERTLERİNDEN KURTULUR, İÇİ NEŞEYLE DOLARDI. BİRDEN GÜRÜLTÜ ACILAŞTI. ÇIĞLIKLAR KOPTU. NE OLDUĞUNU ANLAMAK İÇİN KULAK KABARTTI; FAKAT ANLAYAMADI. UZUN UZUN BAKTI AMAKALABALIK KÜMELEŞTİĞİNDEN OLANI BİTENİ GÖREMEDİ. HEMEN ATINA ATLADIĞI GİBİ  ATINI SAHİLE SÜRDÜ. KALABALIĞI BİRKAÇ OMUZ DARBESİYLE YARDI:

Devamını oku...

Şeyh-ül-allâme Muhammed Senûsî

Meşhurların Son Sözleri

Perşembe, 10 Nisan 2008

Muhammed Senûsî hazretleri, Cezâyir’de Tilemsân şehrinde yetişen tasavvuf büyüklerindendir. Hadîs, kelâm, mantık ve kırâat âlimidir. Şerîf olup, soyu hazret-i Hasan’a dayanmaktadır. Bunun için “Hasenî” diye nisbet edilmiştir. Anne tarafından Senûs isimli şerefli bir kabîleye mensûb olup, buna nisbetle de “Senûsî” denilmiş ve bununla meşhûr olmuştur...

Devamını oku...

Elçiye Lüzum Yok

1001 Osmanlı Hikayesi

Perşembe, 10 Nisan 2008

YAVUZ SULTAN SELİM,1515 yılında Dulkadiroğlu Alâüddevle’yi mağlup etmişti. Mısır Sultanı, Anadolu’daki bu fethi protesto için Yavuz’a bir elçi gönderdi. Elçi Yavuz’a:

“-Hutbelerde sultanımızın adı okunan memleketleri iade ediniz.” dedi.

Devamını oku...

Büyük müderris Pîr Fethullah

Meşhurların Son Sözleri

Çarşamba, 09 Nisan 2008

Pîr Fethullah hazretleri, velîlerin önde gelenlerindendir. Kastamonu’da doğdu. Doğum târihi bilinmemektedir. 1456 (H.861) târihinde Erzincan’da vefât etti. Hocası Pîr Muhammed hazretlerinin Câmi-i Kebîr yakınındaki kabri yanına defnedilmiştir...

Devamını oku...

O bir alperen Şeyh Edebâlî

Meşhurların Son Sözleri

Salı, 08 Nisan 2008

Şeyh Edebâlî hazretleri, Osmanlı Devletinin kuruluşunda hizmeti geçen büyük İslâm âlimidir. Osman Gâzinin kayınpederi ve hocasıdır. Karaman civârında 1206 (H.603) yıllarında doğduğu tahmin edilmektedir. 1326 (H.726) yılında Bilecik’te vefât etti...

Devamını oku...

Beş yüz senelik ibadetin karşılığı!

Meşhurların Son Sözleri

Pazartesi, 07 Nisan 2008

Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) Efendimiz bir gün buyurdular ki: “Cibril-i Emin bana geldi ve şöyle dedi: Yâ Resulallah! Seni hak olarak gönderen Allahü tealaya yemin olsun ki, bizler şöyle bir hadiseye şahit olduk. Önceki ümmetler içinde bir kul vardı. Allahü tealaya bir adada beş yüz sene ibadet etti. Allahü teala o adada onun için tatlı bir su çıkardı, bir de nar ağacı yarattı. Ağaç her gece bir nar veriyordu; o da su ve nar ile gıdalanıyordu. Böylece ibadetine devam ediyordu...

Devamını oku...

Silsile-i aliyyeden Ubeydullah-ı Ahrâr

Meşhurların Son Sözleri

Pazar, 06 Nisan 2008

Ubeydullah-ı Ahrâr hazretleri, Türkistan’ın büyük velîlerindendir. 1403 (H.806) senesinde Taşkent’te doğdu. Kendilerine “Silsile-i aliyye” adı verilen ve insanlara İslâmiyetin emir ve yasaklarını anlatarak dünyâ ve âhirette saâdete kavuşmalarına vesîle olan büyük âlim ve velîlerin on sekizincisidir. 1490 (H.895) senesinde Semerkant’ta vefât etti...

Devamını oku...