Azerbaycan velîlerinden Seyyid Yahyâ Şirvânî

Meşhurların Son Sözleri

Cumartesi, 15 Aralık 2007

Seyyid Yahyâ Şirvânî, küçüklüğünde fevkalâde edep ve ahlâk sâhibi bir çocuktu. Bir gün arkadaşları ile oyun oynarken, evliyânın büyüklerinden İzzeddîn Halvetî’nin oğlu ile Sadreddîn Halvetî’nin dâmâdı olan Pîrzâde hazretleri onu gördüler. “Allahü teâlâ bu çocuğa, dedelerinin güzel huyunu ihsân etmiş. İnşaallah Halvetî yolunun feyz ve mârifetlerine de kavuşur” diye dua ettiler...

Devamını oku...

Kelam âlimlerinden Abdullah ibn-i Hafîf

Meşhurların Son Sözleri

Cuma, 14 Aralık 2007

Abdullah ibn-i Hafîf, Şafii mezhebi kelam âlimlerindendir. İmâm-ı Eş’arî’nin en meşhûr talebelerinden olup, Şeyh-i Şiraziyyîn “Şirazlıların şeyhi, üstâdı” ismiyle meşhûr olmuştur...
Bu mübarek zatın bütün gıdâsı her gece sâdece yedi adet kuru üzümdü. Bedenen hafîf, rûhen yüksek bir hâle sâhipti.
İbn-i Hafîf hazretleri kendisi anlatır:
Gençliğimde, İmâm-ı Eş’arî hazretlerini görmek için Basra’ya gitmiştim. Basra’ya vardığımda, heybetli ve güzel yüzlü, yaşlıca bir zât gördüm. Ona, “Ebü’l-Hasan Eş’arî hazretlerinin evi nerededir?” dedim. “Onu niçin arıyorsun?” dedi. “Onu seviyorum ve görüşmek istiyorum” dedim. Bana, “Yarın erkenden buraya gel” dedi...

Devamını oku...

Niyet hayır âkıbet hayır

Meşhurların Son Sözleri

Perşembe, 13 Aralık 2007

İbn-i Hacer-i Mekkî hazretlerinin “Fetâvâ-i Hadîsiyye” isimli eserinde anlatıldığına göre, Ebû Saîd Abdullah, İbn-üs-Sakkâ ve Seyyid Abdülkâdir-i Geylânî, ilim öğrenmek için Bağdat’a geldiler. Abdülkâdir-i Geylânî hazretleri o zaman çok gençti. Hâce Yûsuf-i Hemedânî hazretlerinin, Nizâmiyye Medresesinde vaaz ettiğini duymuşlardı. Bunlar, onu ziyâret etmeye karar verdiler...

Devamını oku...

Fıkıh ve hadis âlimi İbrâhim Nehâî

Meşhurların Son Sözleri

Çarşamba, 12 Aralık 2007

İbrâhim Nehâî, Tâbiînden, yâni Peygamber efendimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) Eshâbını gören büyüklerdendir. Kûfe’de yetişen en büyük fıkıh ve hadis âlimlerindendir. İsmi, İbrâhim bin Yezîd’dir. 668 (H.47)’de Kûfe’de doğdu, 715 (H. 96) senesinde orada vefât etti. Eshâb-ı kirâmdan hazret-i Âişe, Ebû Sa’îd-i Hudrî ve daha birçok sahabeyle görüşüp, hadîs-i şerîf rivâyet etti. Bu mübarek zat, İmâm-ı A’zâm Ebû Hanîfe hazretlerinin fıkıh ilmini almış olduğu hocalar silsilesindendir. Hadis ilminde, bilhasa fıkıh ilminde müctehid derecesine yükseldi.

Devamını oku...

Şeyh Selâhaddîn Zerkub Konevi

Meşhurların Son Sözleri

Salı, 11 Aralık 2007

Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî, bir gün Konya’nın Kuyumcular Çarşısından geçerken, bir dükkândan gelen çekiç seslerinden çok etkilendi. Her çekicin vuruluşunda çıkan sesin, “Allah!..” dediğini müşâhede etti. Bu sesler, eşi bulunmaz bir haz ve dükkânın sâhibine karşı kalbinde büyük bir muhabbet hâsıl etti. Kapının önünden Mevlânâ hazretlerinin geçmekte olduğunu gören kuyumcu Selâhaddîn ve çırakları, onu hürmetle selâmladılar...

Devamını oku...

Bir hikmet ehli İmran el-Kasr

Meşhurların Son Sözleri

Pazartesi, 10 Aralık 2007

İmran el-Kasr hazretleri Allahü teala ve Resulünün muhabbeti ile yanıp kavrulan evliyaullahtandır. Hikmetlerle dolu kıymetli nasihatleri vardır. İşte onlardan bir demet:
“Allah korkusu, kalbde yerleşmiş olan bir ağaç gibidir.”
“Allah korkusu, ibâdetin süsüdür.”
“Düşünmeden konuşan pişmân olur. Konuşmadan önce düşünen selâmet bulur.”

Devamını oku...

Korkusuz cengâver Mecze'e ibn-i Sevr

Meşhurların Son Sözleri

Pazar, 09 Aralık 2007

Hazret-i Ömer, Kadsiye Savaşında İran ordusu mağlup edildikten sonra, Ebu Musa el-Eş’ari kumandasında bir orduyu, İran içlerine göndermişti. İran ordusunun kumandanı Hürmüzan, İslam askeri karşısında tutunamayarak doğudaki Tüster şehrine kaçtı. Burası iyi korunan bir kaleydi. Aylarca süren kuşatmaya rağmen kale alınamıyordu...

Devamını oku...

Arabistan'ın meşhur şairi Züheyr bin Ebû Sülma

Meşhurların Son Sözleri

Cumartesi, 08 Aralık 2007

Resulullah Efendimizin dünyayı şereflendirdiği yıllarda Arabistan’da edebiyat zirvedeydi. O yıl yazılan en güzel yedi şiir “Ukaz Panayırı”nda okunur ve Kâbe-i muazzamanın duvarına asılırdı. Bu şiirlere “Muallakat-ı seba” denirdi ki sahiplerine büyük paye kazandırırdı. O devrin en büyük Muallakat-ı seba şairlerinden biri de Züheyr bin Ebû Sülma’dır. Yazdığı bir şiirle iki düşman kabilenin reislerini övmüş ve kanlı bir kavgayı önlemiştir...

Devamını oku...

Abdülmelik Harnûtî ve Seyyid Ahmed-i Kebîr

Meşhurların Son Sözleri

Cuma, 07 Aralık 2007

Seyyid Ahmed-i Kebîr, evliyânın meşhurlarından ve Seyyid Ahmed Rufâî hazretlerinin torunlarından veya talebelerindendir. Onunla karıştırılmaması için kendisine Kûçek (Küçük) denilmiştir. Ancak “Seyyid Ahmed-i Kebîr Rufâî” şeklinde tanınmıştır...
Seyyid Ahmed-i Kebîr Rufâî’nin türbesi Ladik’tedir. Yedi yaşındayken babası vefât etti. Dayısı Mensûr Betâihî onu himâyesine aldı. Yakın alâka gösterip meşhûr âlimlerden ders aldırıp, iyi bir ilim tahsîli yaptırdı...

Devamını oku...

Fasîh Dede ve Nasuhi Efendi

Meşhurların Son Sözleri

Perşembe, 06 Aralık 2007

Nasuhi Efendi, büyük velîlerdendir. On yedinci yüzyılın ikinci yarısında ve on sekizinci yüzyılın başında yaşamış olup, Halvetiyye yoluna mensuptur. Kastamonulu Şeyh Şâbân-ı Velî hazretlerinin torunlarındandır. Üsküdar’da doğup yaşadığı için “Üsküdârî” nisbesiyle meşhûr olmuştur. 1718 (H.1130) senesinde İstanbul’da vefât etti. Kabri Üsküdar, Doğancılar’da Nasûhî Dergâhı bahçesindedir...

Devamını oku...