Şâfiî fıkıh âlimi Zekeriyyâ Ensârî
Meşhurların Son Sözleri
Cuma, 02 Kasım 2007
Küçük yaştayken babası vefât eden Zekeriyyâ Ensârî, ilim öğrenmeye başladı. Doğum yeri olan Senîke’ye Rebî bin Abdullah isminde bir âlim gelmişti. Rebî bin Abdullah, kendisine yardım edilmesini isteyen bir kadın gördü. Kadının kocası ölmüş, çocuğu yetim kalmıştı. Şehrin vâlisi çocuğu saka kuşu avlamaya gönderiyordu...
Kendine has bir şair Yahya Kemal
Meşhurların Son Sözleri
Perşembe, 01 Kasım 2007
Yahya Kemal Beyatlı, 1884 yılında Üsküp’te doğdu. Asıl adı Ahmed Agâh’tır. İlköğrenimini Üsküp’te gördü. İstanbul Vefa Lisesi mezunudur. Başlangıçta Sultan II. Abdülhamid yönetimine karşı muhaliflerin safında yer alarak Paris’e kaçtı. Fransa’da Siyasal Bilgiler okurken hocası Albert Sorrel’in etkisinde kalarak düşüncelerinde değişmeler oldu...
Sekran Bâlî Efendi
Meşhurların Son Sözleri
Çarşamba, 31 Ekim 2007
Bâlî Efendi, Anadolu’daki evliyânın büyüklerindendir. Zâhir ve bâtın ilimlerinde âlim bir zât idi. Babası Amasyalı olup, Sultan İkinci Bâyezîd Hanın oğlu Şehzâde Ahmed’in hocası idi. Yavuz Sultan Selîm Han tahta geçince, bâzı yerlerde kâdılık vazîfesi verildi. Tire’de kâdı iken, oğlu Şeyh Bâlî doğdu. Bâlî Efendinin doğum târihi bilinmemektedir. Allah aşkı ile mest olup cezbeye tutulduğu için kendinden geçmiş mânâsında “Sekran” lakabı verildi...
Mezarının başında ölümü bekleyen zat!
Meşhurların Son Sözleri
Pazartesi, 29 Ekim 2007
Veysel Karânî hazretleri, Peygamber efendimizin sağlığında Müslüman oldu. Fakat görmediği için Sahâbî olamadı. Peygamber efendimiz zamânında Medîne’ye gelmedi. Tâbiînin büyüklerinden olduğu hadîs-i şerîfte bildirildi. Hazret-i Ömer’in halîfeliği sırasında Medîne’ye geldi. Çok alâka ve hürmet gördü. Önceleri kendi memleketi Yemen’de yaşadı. Sonra Basra’ya gitti.
Hazreti Üftade'nin torunu Kutub İbrahim Efendi
Meşhurların Son Sözleri
Pazartesi, 29 Ekim 2007
Kutub İbrahim Efendi, Aziz Mahmud Hüdayi’nin şeyhi Üftade hazretlerinin torunudur. Aziz Mahmud Hüdayi Dergâhı’nda yetişmiş, Hüdayi hazretlerinden hilafet alarak Bursa’ya dönmüştür. Burada dedesi Üftade hazretlerinin zaviyesinde elli sene talebe yetiştirmekle meşgul olmuştur.
Mecûsînin yaptırdığı köprünün değeri!..
Meşhurların Son Sözleri
Pazar, 28 Ekim 2007
Büyük velî Ferîdüddin Attâr hazretleri şöyle bir hadise nakleder: Vaktiyle bir Mecûsî vardı. Bu adam Mecusîlikte oldukça gayretliydi. İnancında büyük bir taassuba sahipti. Yolculara hizmet etmeyi çok severdi. Bir gün onlar için bir köprü yaptırdı. Sultan Mahmud, bir yolculuktan dönerken yol üstündeki o güzelim köprüyü gördü. Köprü, hem bir şaheserdi hem de tam yerindeydi.
“Bu büyük bir hayır!” dedi. “Acaba böyle bir köprüyü kim yaptırdı?”
Maiyetindekiler “Bir Mecûsî yaptırdı” dediler.
Benim affı ve ihsânı bol olan Rabbim var
Meşhurların Son Sözleri
Cumartesi, 27 Ekim 2007
Büyük âlim Sâbit-i Benânî hazretleri, sâlih zâtlardan birisi için şöyle buyurdu: Bir gün salih bir zât, arkadaşlarına; “Rabbimin beni andığı zamanı biliyorum” dedi. Arkadaşları buna hayret ettiler. “Pekâlâ, bu nasıl olur?” dediler. O da; “Ben, Allahü teâlâyı andığım zaman. Çünkü Allahü teâlâ, kul kendisini anınca, O da, kulunu anacağını bildiriyor” dedi.
İngiliz subayın ibretlik sonu!..
Meşhurların Son Sözleri
Cuma, 26 Ekim 2007
Hindistan’da hüküm süren Müslüman Gürganiye Devleti, 1700 senesinden itibaren zayıflamaya başladı. Bilhassa bu tarihlerde Hindistan’da ticari koloniler kuran İngilizler, 1800’lerden itibaren Gürganiye Devletine hakim olmaya başladılar. 1837’de Gürganiye devletinin son hükümdarı tahta çıktı. İkinci Bahadır Şah, bu tarihte, resmen sözde hükümdar ilan edildi. 1857’de büyük bir ayaklanmada bulunan İkinci Bahadır Şah, bu hareketi ile, para kestirmeye ve hutbe okutmaya muvaffak oldu. Ancak İngilizler, bu duruma şiddetle tepki gösterdiler. İngiliz ordusu, Delhi’yi Babürlülerin elinden aldı...
Söz dinlemenin mükafatını gördü!
Meşhurların Son Sözleri
Perşembe, 25 Ekim 2007
Büyük mutasavvıf Ahmed bin Hadraveyh hazretleri fakirlere, garîblere acır, onları himâye ederdi. Buyurdu ki: “Yoksullara hizmet eden, şu üç şeyle mükâfatlandırılır: Tevâzu, edep güzelliği, cömertlik.”
Bir kimse Ahmed bin Hadraveyh hazretlerine gelip; “Fakir ve bitkin bir kimseyim, sıkıntıdan kurtulmam için bana bir yol gösterir misiniz?” dedi. Onun bu arzusu üzerine; “Git bütün mesleklerin ve yapılan işlerin isimlerini ayrı ayrı yaz. Bir torbaya doldur bana getir” dedi...
Hazreti Ali'nin sırdaşı Kümeyl bin Ziyâd
Meşhurların Son Sözleri
Çarşamba, 24 Ekim 2007
Kümeyl bin Ziyâd el-Nehai, bâtın sırlarının ve velayet ışığının kaynağı olan büyük bir zattır. Hazreti Ali Medine’de bir medrese kurdu. Sarf ve Nahv öğretilmesini Ebu Esved ed-Düeli’ye, Kıraat öğretme işini Abdurrahman es-Sülemi’ye, Tabiî ilimler konusunda öğretmenlik görevini de Kümeyl bin Ziyâd’a verdi.
Hazreti Ali bir gün sırdaşı Kümeyl bin Ziyâd’ın elini tutup şehrin dışına çıkardılar. Sahraya varınca bir ah çektiler de buyurdular ki: