İslâmiyetin aslı üçtür: İlim, amel ve ihlâs

Bülbülcüzade Abdülkerim Efendi, Osmanlı tasavvuf âlimlerindendir. İstanbul'da doğdu. Şeyh Abdülehadi Nûrî hazretlerine intisab edip tahsil ve sülûkünü tamamladıktan sonra hilafet aldı. Selâtin camilerinin bazılarında kürsü şeyhliği hizmetini ifa etti. 1106 (m. 1694)’de vefat etti. Buyurdu ki:

Allahü teâlâya isyân edene (fâsık) denir. Başkalarının isyan etmesine, fıskın yayılmasına sebep olana (fâcir) denir. Haram işlediği bilinen fâsık sevilmez. Bid'ati yayanları ve zâlimleri sevmek, günahtır. Hadis-i şerifte, (Fâsıkın fıskına mâni olmaya kudret varken, kimse mâni olmazsa, Allahü teâlâ, bunların hepsine, dünyada ve âhırette azap yapar) buyuruldu.
Ömer bin Abdülazîz diyor ki: (Allahü teâlâ, bir kimse günah işlediği için, başkalarına da azap yapmaz ise de, açıkça günah işleyenler görülüp de, görebilenler mâni olmadığı zaman, hepsine azâb yapar.) 
Allahü teâlâ, Yûşa Peygambere vahiy eyledi ki: (Kavminden kırk bin sâlih kimseye ve altmış bin fâsık kimseye azap yapacağım!) Yâ Rabbî! Fâsıklar, azâbı hak etmiştir. Sâlihlere azap yapmanın sebebi nedir? dedikte; (Benim gadap ettiklerime, onlar gazap etmedi. Birlikte yediler, içtiler) buyurdu.
Mâlına, canına, evladına ve Müslümanlara zarar geleceği, yâni fitneye sebep olacağı zaman, bid'at sahiplerine ve zâlimlere emr-i mâruf yapmak lâzım olmaz. Bu ikisini ve açıkça günah işleyen fâsıkları, yalnız kalb ile sevmemek kâfîdir. Tatlı ve yumuşak sözlerle nasihat vermek lâzım olur. Bir kimse, hem ibâdet yapar, hem de fısk yaparsa, daha çok yaptığının ismi verilir. İkisi müsâvî ise, ibâdeti bakımından sevilir. Fıskı bakımından sevilmez.
Allahü teâlânın sevgisini kazanmak için, şeriate uyana ve bir mürşidi sevene (sâlih) denir. Bu sevgiyi kazanmış olana (velî) denir. Başkalarının da kazanmaları için çalışan velîye (mürşid) denir. İslâmiyetin aslı, temeli üçtür: İlim, amel, ihlâs. İslâm ilimleri ikiye ayrılır. Din bilgileri, fen bilgileri. Din bilgileri, ağaçtan armut  düşer gibi, insanın kafasına bir yerden gelmez. Bir hakîkî mürşidin sözlerinden ve hâllerinden, hareketlerinden ve (ilmi-hâl) kitaplarından öğrenilir. Kıyâmet yaklaşınca, hiçbir yerde hakîkî mürşid görülmeyecek, câhil, yalancı, fâsık din adamları çoğalacaktır. Bunlar Allahü teâlânın sevgisini kazanmak için değil, para, mevki ve şöhret kazanmak için çalışacaklar.

Toplam Görüntülenme: 514

Yayın tarihi: Pazar, 28 Şubat 2021

Bunları okudunuz mu?