Bu sayfayı yazdır

ASTAZE

Osmanlı ordusu sefer halinde iken, ekili araziye zarar vermemeye azami dikkat gösterir, düşman topraklarında bile buna itina ederdi.Kanuni Sultan Süleyman devri. Osmanlı ordusu Sadrazam İbrahim Paşa kumandasında Avusturya üzerine sefere çıkmıştı. Düşman topraklarında ilerliyorlardı. Bu sefere katılan tarih çi İbrahim Peçevi, başından geçen şu hadiseyi nakleder:“Bir akşamüzeri Serdarın otağı yanından geçiyordum ki, bir yanda Tuna nehri, diğer tarafta ise ekili tarlalar vardı. Otağa rastlamamak için tarla kenarından gidiyordum. Aniden bir otağ çavuşunun gür sesi yükseldi:“Be hey adam, tarlaya girme!...”Ve diğer nöbetçiler de gelip beni yakaladılar.

“Serdar-ı Ekremin emri vardır. Sen ne cesaretle ekili araziye girersin? Seni huzura götüre ceğiz. Serdarın ayaklarına kapan, af dile. Ekin olduğunu bilmezdim de, belki kurtulursun”Meğer çavuşlar böyle tenbih ederek birçok kimsenin hayatını kurtarmışlar. Beni de affettirmek istemişler. Serdarı tanıdığımı bilmiyorlardı. Serdarın otağına girip yanına yaklaşın ca kendisini defterdarla konuşurken buldum. Beni görünce yüzünde bir tebessüm belirdi:“Vay sen misin? Nasıl oldu da ekin tarlasına girersin?” dedi.“Sultanım kulun bu yerlidir. Ekin olduğunu bilirim amma, ekin içinde “astaze” vardır, oradan giderim” dedim. Merakla sordu:“Ya astaze dediğin nedir?”“Ekin içinde yaya yoludur Sultanım. Bura halkı ekin içinde yaya için bir yol bırakır.” Paşa hazretleri defterdara döndü:“Hele bak... içim rahat eyledi. Cümle askere söyleyin, zorda kalırsa ancak astazelerden geçsinler. Sakın ekili yere basılmaya. Allah indinde mes’ul oluruz.” 

Toplam Görüntülenme: 3979

Yayın tarihi: Cumartesi, 05 Kasım 2005