Bu sayfayı yazdır

AYNI OYUN

1850’li yýllara kadar ne Harputlular Amerika ve Amerikalýlarý tanýrdý, ne de Amerikalýlar Harput’u bilir ve Harputlularý tanýrlardý. Görünüþte hümanist fakat bir bu kadar da emperyalist duygularla dünyayý bir örümcek aðý gibi saran misyoner teþkilâtlarýndan, bölgeyle ilgili araþtýrmalar yapan Amerikan Board Heyeti’nden misyonerler, Harput’u Amerikalýlar’a tanýtmaya baþlamýþtý.
1820’den beri Osmanlý topraklarýnda faaliyetlerine devam eden Amerikan Board misyonerleri, 1850 yýlýnda yaptýklarý yýllýk toplantýda, Harput ve çevresinin (Muþ, Bitlis, Van) Erzurum istasyonunca yakýndan izlenmesi kararý çýkýnca bölge incelenmeye baþlanmýþtý.

Harput’a ilk gelen Amerikalý, Amerikan Board misyonerleri George W.Dunmore ve eþidir. Dunmore ve eþinin ilk çalýþmalarý, genellikle diðer Hýristiyan mezhep üyeleri tarafýndan büyük bir tepkiyle karþýlandý. Fakat Dunmore “Harput Ovasý, Türkiye’de gördüðüm en zengin ve misyoner çalýþmalarý bakýmýndan da en elveriþli ve en çok umut vadeden ovadýr!” þeklinde merkezine yazdýðý raporlarla, yeni elemanlarýn gelmesi için zemin hazýrladý. Bu arada yerli Protestan Ermeniler’den de istifade ederek eðitim faaliyetlerini artýrdý. M. A. Melcom isimli on altý yaþýnda bir genç Ermeni’yi de eðitim faaliyetlerinde yardýmcý olmasý için yanlarýna aldýlar. Harput’a ilk gelen Dunmore çiftinden sonra O. P. Allen ve Crosby, H. Wheeler çifti göç edenler arasýnda yerini almýþtýr.
Daha önce Ýstanbul’a gelen Dr. Herman N. Barnum da 1858 yýlýnda Harput’a gelir. Harput’a ilk gelen Amerikalýlar olan Dunmore çifti, Wheeler çifti ve kýzlarý Emily ve Dr. Barnum’la beraber küçük bir koloni kurarak çalýþmalarýna baþlamýþlardýr. Barnum ve Wheeler ikisi de ömürlerinin sonuna kadar Harput’ta kalmýþ ve ölümlerinden sonra misyonerler, Selvi Pýnarý mevkiindeki yazlýklarýnýn bahçesine gömülmüþlerdir. Dr. Barnum, Wheeler ve onlara yardýmcý olan Allen, otuz yedi yýl boyunca Harput’ta beraber çalýþmýþlardýr. Misyonerlerlik tarihinde bunun bir örneði olmadýðý misyonerler tarafýndan belirtilmektedir.
Dr. Barnum, misyonerlerde sýkça rastladýðý üzere uzun yýllar beraber çalýþtýðý Crosby H. Wheeler’in kýzýyla evlenmiþtir. Birçok Amerikalý birbiri arkasý sýra Harput’a gelerek görev yapmýþtýr. Bunlarýn bir kýsmý daha önce Anadolu’ya gelerek yerleþip baþka misyonlarda görev yapan misyonerler olup, bir kýsmý da doðrudan Harput’a görevlendirilenlerdir. Bu gelenlerin bir kýsmý bir müddet görev yaptýktan sonra Harput’tan ayrýldýðý gibi, bir kýsmý da Anadolu’da bir misyonerin çocuðu olarak dünyaya gelmiþ, burada büyümüþ, tahsil için Amerika’ya gönderilmiþ ve daha sonra tekrar bir misyoner olarak Anadolu’ya gelmiþtir.
Harput’a gelen misyonerler arasýnda; 1885 yýlýnda Fýrat Koleji Baþkanlýðý’na atanan James Levi Barton, Dr. Caleb Frank Gates, Henry Riggs önemli birkaç tanesi olarak sayýlabilir. Misyonerler arasýnda en ilginç hayat hikâyesine sahip olan ise Henry Riggs’tir. Henry Riggs; misyonerler arasýnda bir ekol olan ve Türkiye’ye gelen ilk misyonerlerden olup, Ýncil’i; Ermenice, Bulgarca ve Türkçe’ye çeviren Elias Riggs’in torunudur. Riggs ailesi Anadolu’da oldukça geniþ bir kadroyla misyonerlik yapmýþlardýr. Henry Riggs’in babasý Merzifon Amerikan Koleji Baþkaný Edward Riggs’tir. Henry de bir misyoner çocuðu olarak Sivas’ta doðmuþtur. 1896 yýlýnda Carleton Koleji’nden mezun olan Henry; Ermenice ve Türkçe’yi mükemmel konuþurdu.
Henry Riggs, kendisi gibi misyoner olan H. Barnum’un kýzý Emma ile evlenmiþtir. Henry Riggs’in kardeþi Ernest W. Riggs de Harput’ta görev yapmýþtýr. Ernest W. Riggs de abisi gibi yine bir misyonerin kýzý olan Alice ile evlenmiþtir.
Bu kýsaca saydýðýmýz isimler haricinde, kýz okullarý için Amerikan Boord’ýn kadýn misyonerler kýsmý olan “Womes’s Board of Misions” adlý kuruluþ tarafýndan da birçok bayan misyoner gönderilmiþtir. Bunlar arasýnda en faal çalýþan ve misyonerlik yeteneklerine sahip olan ise Bayan Hariet Seymour’dur. Kolejin kýzlar kýsmýnýn sorumlusu ise Bayan Daniels’tir. Misyonun en faal üyelerinden bir tanesi de, Teknoloji Okulu’nun sorumlularýndan Edward Carey’dirHarput’ta görev yapan ilginç bir sima da Dr. Henry H. Atkinson’dur. Harvard’da týbbî eðitim görmüþ olan Dr. Hanry Atkinson, mezrada Amerikalýlar tarafýndan kurulan Annie Tracy Riggs Hastahanesi’nin kuruluþ ve geliþmesinde önemli bir rol oynamýþtýr. Doktorluðunun yaný sýra, fizik konusunda da uzman olan Atkinson’a, Türkçe bilmesi de büyük avantaj saðlamýþtýr. 1901 yýlýnda Harput’a gelen Atkinson, özellikleri sebebiyle birçok görevi beraber üstlenir. Konsolos yardýmcýlýðý görevini de yürüten Atkinson, Türkiye’de hizmet verdiði on dördüncü yýlýn sonunda 1915 yýlýnýn Noel günü Harput’ta ölmüþtür.
Atkinson’un Harput’taki faaliyetlerinde en büyük yardýmcýlarý ise eþi Harriet H. Atkinson ile Amerikalý baþ hemþire Bayan Maria P. Jacobsen olmuþtur. Diðer bir önemli yardýmcý ise gece hemþiresi Jamaikalý Bayan Margret Campbel’dir.
Amerikan misyonu, birçok alanda faaliyet yapmasý sebebiyle oldukça fazla elemana ihtiyaç duymuþtur. Zaman içinde büyüyen misyon; yetimhanesinden teoloji okuluna, ilkokulundan kolejine, el atölyelerinden yetiþkin kurslarýna, hastahanesinden konsolosluk faaliyetlerine kadar birçok konuda faaliyet yürütmüþtür.
Amerika’dan gelip giden birçok misyoner olmasýna raðmen kadrosunun çoðunluðunu, misyonerlerin yetiþtirmiþ olduðu yerli yardýmcýlar oluþturuyorlardý. Özellikle hem daha ucuz çalýþmalarý, hem de kendi toplumu üzerindeki etkisi sebebiyle yerli yardýmcýlara daha çok ehemmiyet verilmiþtir.
Yerli yardýmcý olarak yetiþtirilen birçok Protestan Ermeni de Amerika’ya tahsil için gönderilmiþtir. Önceleri öðrenci olarak yetiþtirildiði okullara öðretmen olarak dönen kiþiler uzun bir dönem öðretmenlik yaptýktan sonra genellikle Amerika’ya göç etmiþlerdir. Bunlara birkaç örnek verecek olursak; Maraþ Teoloji Okulu mezunu Haroutoun, K. Avakion Fýrat misyonunda yabancý dil ve matematik derslerine girmiþ ve daha sonra 1895 yýlýnda Amerika’ya göç etmiþtir. Hachabad Bennenion adlý diðer bir yerli öðretmen de, on iki yýl öðretmenlik yaptýktan sonra 1896 yýlýnda Amerika’ya göç etmiþtir. Amerika’da Boston kentinde (The Church Bell) “Kilise Çaný” adlý Ermeni gazetesinin müdürlüðünü yapmýþtýr.
Misyonun kuruluþundan beri yerli yardýmcýlar arasýnda ilk eleman olan M.A. Melcon 16 yaþýnda öðretmenliðe baþlamýþ, uzun yýllar yaptýðý öðretmenlik görevinin yaný sýra, Gothe, Þekspir gibi ünlü Batýlý yazarlarýn eserlerini Ermenice’ye çevirmiþtir. Bir dönem Fýrat Koleji’nin baþkanlýðýný yapan ünlü misyoner Gates’in, Robert Koleji Baþkanlýðý yaptýðý sýrada Melcon Robert Koleji’nde derslere girmiþ ve daha sonra Amerika’ya göç etmiþtir.
Amerikalýlarla küçük bir temas kuran veya onlarýn okullarýnda okuyan, müesseselerinde çalýþan birçok Ermeni’nin ideali, genellikle Amerika’ya göç olmuþtur. Burada Amerikan misyonerlerinin lüks yaþantýlarý, Amerika’nýn zenginlikleri, eðitim vb. konulardaki iyi durumu etkili olmuþtur.
Amerika’ya ilk gidiþler genellikle misyonerlerin eðitim için gönderdiði öðrenciler olmuþtur. Bunlar daha sonra kendi memleketlerine gelerek okullarda ders vermeye baþlamýþlar. Bu ilk gidenlerin dönüþlerinde anlattýklarý vb. olaylar zaman içinde misyonerlerin ayak iþlerine bakan hizmetçileri dahi hareketlendirmiþ, onlar da bir yolunu bulup Amerika’ya gitmeye çalýþmýþlardýr.
Bunlarla ilgili ilginç bir örnek verecek olursak; Harput’tan Agop Babigian adlý bir Ermeni misyonerlerin yanýnda uþak olarak çalýþtýktan sonra bir yolunu bularak 1876 yýlýnda Amerika’ya gitmiþ, orada umduðunu bulamayýnca geri dönmüþtür. Yeniden misyonerlerle çalýþmaya baþlamýþ, bir müddet sonra tekrar Amerika’ya göç etmiþ ve orada bir halý dükkâný açmýþtýr. Ayný þekilde Jakob Arekalyan adlý bir Ermeni genci, misyoner ailenin yanýnda uþak olarak çalýþmak üzere Amerika’ya gitmiþ, orada uþaklýðý býrakarak Boston’da bir ticarethane açarak baþarýlý olmuþtur.
Bu göç olayý, yýllar boyunca devam etmiþ, Ermeniler’in misyonerlerin de etkisiyle Osmanlý Devleti’ne karþý yürüttükleri ayrýlýcýlýk hareketi ve isyanlar sonucunda çýkan olaylarla beraber daha da artmýþtýr. Fakat isyanlardan sonra, -baskýlardan kaçmaya baþlamýþlardýr- þeklinde yapýlan propagandanýn da geçerliliði söz konusu deðildir. Çünkü daha karýþýklýk baþlamadan yýllar önce birçok kiþi para kazanmak için Amerika’ya gitmenin yolunu arýyorduAmerika’ya, özellikle misyonerlerin Harput’a gelmesinden sonra baþlayan göç akýmý, zaman içinde Osmanlý yetkililerini de rahatsýz etmiþtir. Hem nüfus kaybý, o dönem için iþ gücü kaybý, hem de prestij kaybýna sebep olduðu için Osmanlý Devleti’nden göç rahatsýzlýk vermiþtir. Bu yüzden çareler aramaya çalýþýlmýþtýr.
Ayrýca göç edenlerin Amerika’ya gittikten sonra orada Amerikan tâbiiyetine geçerek, Amerikan vatandaþý olduktan sonra tekrar Osmanlý topraklarýna dönerek (kapitülâsyonlarda) yabancý vatandaþlara tanýnan imtiyazlardan faydalanmak istemeleri ve dokunulmazlýk diyebileceðimiz bir zýrha bürünerek daha pervasýzca hareket etme imkânýna kavuþmalarý, Osmanlý Devleti’ni devamlý olarak huzursuz etmiþ ve bu husus Türk-Amerikan münasebetlerinde Osmanlý Devleti’nin baþýný oldukça aðrýtmýþtýr.
Türk düþmanlýðý ve zavallý Ermeniler propagandasý, Ermeniler için Amerika’da prim yapmasý sebebiyle göç eden Ermeniler, genellikle bu metotla Amerika’da kendilerine bir yer edinebilmek için Osmanlý aleyhine faaliyetlerine orada da devam etmiþtir. Amerika’ya gidip yerleþenler de Anadolu’yla irtibatýný kesmemiþ, oradan Osmanlý aleyhine, Anadolu’da faaliyette bulunan çetelere maddî-manevî destek vermiþlerdir. Özellikle Harput’tan Amerika’ya göçen Ermeniler bu konuda baþrol oynamýþlardýr. Bir örnek verecek olursak, Harput’tan gizlice Amerika’ya giden ve orada Protestan papazlýðý yapan Sisan adlý bir Ermeni’nin orada para toplayarak Anadolu’ya gönderdiði gösterilebilir.
Anadolu’yu bölerek bir Ermenistan kurmak isteyen ve Türkiye’de suç iþleyen Ermeniler’in de sýðýnak yeri yine Amerika olmuþtur. Amerika’da, oranýn vatandaþlýðýna geçtikten sonra silâh, Osmanlý aleyhine kitap, broþür ve benzeri malzemeyle tekrar geri geliyorlardý. Osmanlý Devleti bu isyancýlarýn geri gelmelerini engellemek için yakýn limanlarda kontrolleri arttýrdýðý için, uzak limanlarda karaya çýktýktan sonra bir fýrsatýný bularak Harput’a gelmeye çalýþýyorlardý. Harput’tan Amerika’ya gizlice giden Ermeniler’in bir kýsmý Anadolu’ya geçmek için Mýsýr’ýn limanlarýna giderek oradan Anadolu’ya gelmeye çalýþmalarý da buna bir örnek olarak verilebilir.
Bu göç edenlerin, Osmanlý Devleti aleyhine yapmýþ olduðu faaliyetler her yýl artarak devam etmiþtir. Öyle ki bu faaliyetlerin dozunu o derece artýrmýþlardýr ki, düþmanlarýmýzla beraber silâh kuþanarak bize karþý savaþmak için Amerika’dan tekrar geri dönenler dahi olmuþtur. Birinci Dünya Savaþý sýrasýnda, Osmanlý Devleti ile savaþan Rusya’ya, Anadolu’da bulunan Ermeniler’in de destek vererek onlarla beraber bize karþý savaþtýðý gibi, yurtdýþýndaki gönüllü Ermeniler de onlara yardým etmek gayesiyle Van Vilâyeti civarýna ve Ýran sýnýrýna gelmiþlerdi. Bu gelenlerin büyük bir kýsmýnýn da; “Dahilden kaçan ve memalik-i ecnebiyeden gönüllü gelen, Mamüratül-Aziz Ermenileri’nin teþkil ettiði” düþünülürse; Batý dünyasýnýn söylediði gibi, masum ve iyi niyetli olduklarýný söylemek de pek mümkün deðil kanaatindeyim.
Türkiye’nin deðiþik yerlerinden Amerika’ya; ticaret, eðitim, vb. sebeplerle oldukça çok sayýda göç olmasýna raðmen Harput bunlar arasýnda rekor bir sayýdadýr. Harput Protestan kiliselerinin organizesiyle sadece bir yýlda Harput’tan Amerika’ya, özellikle de Boston þehrine yapýlmýþ olan 3000 kiþilik göç olayý, bütün Osmanlý topraklarýndan yapýlan göçün 25’ine tekabül ettiði gibi, bu sayý bir rekor olarak da kabul edilmiþtir.
Harput ve çevresinden Amerika’ya göç edenlerin her türlü ihtiyaçlarý, Fýrat Koleji’nin mezunlarý, Harput Protestan Kiliseleri Birliði ve Amerikalýlar’ýn Harput’taki kolonisinin desteðiyle karþýlanmýþtýr. Bu çalýþmalarda, Amerikalýlar’ýn Harput’ta açmýþ olduðu konsolosluðun da oldukça büyük bir rolü olduðu bilinmektedir.
Harput’tan bu kadar göçün gizli bir þekilde yürütülmesinde, bazý memurlarýn suiistimallerinin, misyoner vb. kuruluþlarýn yaný sýra, türeyen simsarlarýn da etkili olduðu bilinmektedir. Amerika’ya göç edenlerin gidiþleri sýrasýnda ve Amerika’ya kabullerinde yaþanan zorluklarý aþmak için Harput’ta kurulan iki dernek ile Ýstanbul ve ABD’deki ajanlarýn etkili çalýþmalarýnýn rolü büyük olmuþtur.
Liverpol’a kadar gitmeyi baþaran Ermeni göçmenlerle konuþan Osmanlý Elçisi, Harput’a baðlý köylerden olduklarýný ve bazý Ermeni tüccarlarýn bir miktar para karþýlýðý bu kaçýþý kolaylaþtýrdýklarý, bu tüccarlarýn Mersin ve diðer limanlarda adamlarý olduðu, bunlar vasýtasýyla, kayýkla götürülerek Marsilya ve Ýngiltere’ye giden vapurlara bindirildiklerini öðrenmiþtir

Toplam Görüntülenme: 3428

Yayın tarihi: Cumartesi, 09 Ağustos 2003