Bu sayfayı yazdır

Buhârâ’dan Erzurum’a... Seyyid Ahmed Merâmî

Buhârâ’dan gelip Erzurum’a yerleşen Seyyid Ahmed Merâmî hazretleri, hoşsohbet bir zat idi. Herkes tarafından çok sevilip, sayıldı. İlmi ve şöhreti kısa zamanda bütün çevreye yayıldı... İşte tam o günlerde, yana yana kendisine rehberlik edecek birini arayan İmâm Efendi (Hafız Osman Bedreddin), o zâtın ismini ve medhini duyunca, huzûruna kavuşmak için derhâl yola çıktı...

Aradığı zâtı bulmuştu!..
Hafız Osman, Bevelkâsım köyüne varınca, aradığı zâtı bir namaz vaktinde câmide buldu. O, câmiye girer girmez, Ahmed Merâmî bu gencin, kendisine yetiştirmesi için işâret edilen buralara gelmesine sebep olan genç olduğunu anladı. Namazdan sonra; “Merhaba, hoşgeldin Hâfız Osman Bedreddîn!” dedi. Osman Bedreddîn hayretler içinde yaklaşıp elini öptü ve talebeliğe kabul edildi...
Seyyid Ahmed Merami, Osman Bedreddîn’i güzel yetiştirdi. Ona en son şu nasihati yaptı:
“Canım yavrum Hafız! En başta güzel ahlâk ve dürüstlük gelir. Bundan zerre kadar ayrılma, ilminle amel et. İlmi yaymakta cömert ol. Erzurum ulemâsına selâm söyle, ilim meclisini terk etme. Bilirsiniz ki, ilim, uçsuz bucaksız bir saray gibidir. Siz gittikçe o da gider, neticede Allahü teâlâya kavuşturur.
Molla Hafız! İlim, koyu gölgeli bir ağaca benzer, gölgesinde oturanlar, gölgelenir. Meyvesi bol ve lezzetlidir. Tadanlar bilir. Bu ağacın kökü bir, dalları çatallı budaklıdır. Binbir tomurcuğu vardır. Her budağın ve her tomurcuğun istidâd ve kabiliyetlerine göre yaprağı vardır. Bakarsınız yaprağın biri hastadır. Sararır düşer. Meyvesinin biri yaralıdır, olgunlaşmadan yere düşer. Ona bakan bulunmaz. İnsanlar da böyledir. Kimisi görünüşü ile dili ile herkesi memnun eder. Fakat onun içi, kalbi hastadır. Bu, elinde lâmba tutan bir şahıs gibidir. Başkalarını aydınlatır, fakat kendisi karanlıktadır. Bu misâl ilmiyle amel etmeyenlerin hâlini gösterir. Bir başkası görünüşü ile hoş görünmez amma, sakın ona suizan etme, haramdır...

“İlmini sarf et, artırırsın!”
Hafız! Bizi Unutma! İlmini sarf et, artırırsın. Hakk’ı zikret, bulursun. Ahlâk beline kemerdir. Bir insan halkı sevmekle Hakk’a erer. Huzurla kemâl bulunur. Mürşidsiz kemâlin zevali vardır. Her işinde Allahü teâlâ sana yardım ihsan etsin. Sana emeğim helâl ve faydalı olsun oğlum!”
Bundan sonra oradan ayrıldı ve kısa bir zaman sonra vefat etti...

Toplam Görüntülenme: 2055

Yayın tarihi: Pazar, 01 Ekim 2006