Bu sayfayı yazdır

Büyük fıkıh âlimi Mekhûl eş-Şâmî

Mekhûl eş-Şâmî, zamânında, Şam’ın en büyük fakîhi (İslâm hukûku âlimi) idi. Resûlullah efendimizin hadîs-i şerîflerini öğrenmek için çok memleket dolaştı. Irak ve Medîne’ye gitti. Enes bin Mâlik, Ebû Umâme, Mahmûd bin Rebî’, Ubeydullah bin Muhayrız, Anbese bin Ebî Süfyân, Süleymân bin Yesâr, Tâvûs bin Keysân gibi zatlardan hadîs-i şerîf rivâyet etti. Hadîs ilminde sika (güvenilir) bir âlimdir.

“Dört büyük âlim yetişti”
Mekhûl eş-Şâmî hazretleri, kendisine sorulan suâllerin hepsine cevap vermezdi. Zührî der ki: “Şu dört yerde, dört büyük âlim yetişmiştir; Saîd bin Müseyyib Medîne’de, Şa’bî Kûfe’de, Hasan el-Basrî Basra’da, Mekhûl Şam’da... Şam’da, Mekhûl zamânında, fetvâ vermekte ondan daha yetkili kimse yoktu. ‘Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh’ demeden fetvâ vermezdi. ‘Ben bu kadar anlıyabildim. Bu fetvâm, hatâlı da olabilir doğru da’ derdi” diye bildirdi...
Mekhûl eş-Şâmî buyurdu ki:
“Bir ümmet içerisinde, her gün, yirmi beş kişi Allahü teâlâya, yirmi beş defâ istiğfâr ederse (bağışlanmalarını dilerse), umûma âit azabla Allahü teâlâ, onları cezâlandırmaz.”
Bu mübarek zat bir cenâze görünce; “Siz sabahleyin gidiyorsanız, biz de akşamleyin geleceğiz. Şu cenâze açık bir öğüt ve ibret alınacak bir şey. Fakat, gaflet çok. Öncekiler geçip gidecekler, fakat arkadakiler hiç aldırış etmezler” buyururdu.
Mekhûl eş-Şâmî bir gün de şöyle buyurdu: ıÜü”Sâlih bir zâtı seven, dolayısıyla, Allahü teâlâyı sevmiş olur. İlim öğrenmeye giden kimse, dönünceye kadar, Cennet yolunda sayılır.”

“Allah sana afiyet versin”
Ölüm hastalığında iken Mekhûl eş-Şâmî’nin huzuruna birisi girdi. “Allahü teâlâ sana afiyet versin Yâ Ebâ Abdullah” dedi. Mekhûl hazretleri de “Affı umulan Allahü teâlâ ile olmak, kötülüğünden emin olunmayan kimse ile beraber olmaktan daha hayırlı ve iyidir” buyurdu ve bir müddet sonra da vefat etti...

Toplam Görüntülenme: 2002

Yayın tarihi: Pazar, 12 Kasım 2006