Bu sayfayı yazdır

Hz. Ebû Bekr’in torunu Abdülkâdir Sıddîkî

Hazreti Ebû Bekir’in torunlarından ve Hanefî mezhebi fıkıh âlimi olan Abdülkâdir Sıddîkîn’nin doğum târihi ve yeri bilinmemektedir. Nisbetinden Bağdadlı olduğu anlaşılmaktadır.
Abdülkâdir Sıddîkî, devrinin büyük âlimlerinin ders ve sohbetlerinde bulunarak yetişti. Zamânındaki âlim ve velîlerin önde gelenlerinden oldu. Fazîletler sahibi, âlim, ârif, âbid ve velî bir zât idi. İnsanlara İslamiyeti doğru şekilde öğretmek için çırpınırdı. Keşf ve kerâmet sahibi idi. Kudüs’e yerleşti.
Talebesi Seyyid Muhamed bin Îsâ içinden çıkılmaz bir mesele ile karşılaşınca, Abdülkâdir Sıddîkî hazretlerine sual ederdi. O da başını eğer, bir müddet düşündükten sonra;

Niçin kesin söylemiyorsunuz!”
-Ümid olunur ki bu suâlin cevâbı şöyledir, diyerek talebesinin kalbini rahatlatırdı.
-Efendim! Mademki bu suâlin cevâbı böyledir. O halde niçin kat’î, kesin olarak değil de, ümid olunur ki diye tahminî bir ifâde kullanıyorsunuz? diye sorunca talebesine;
-Allahü teala kibirlenmekten muhafaza buyursun. “Çok biliyorum” durumuna düşmemek, böbürlenmemek için öyle söylüyorum, cevâbını verirdi...
Bu mübarek zatın, Şeyh Abdülganî Nablüsî hazretlerinin kasîdesine şerhi, vahdet-i vücûd hakkında bir risâlesi ve başka risâleleri de vardır...
Bir gün Abülkâdir Sıddîkî, talebesi Seyyid Muhammed bin Îsâ’ya;
-Bana amcamın oğlu Seyyid Mustafa Sıddîkî’yi çağır! dedi. Seyyid Mustafa gelince, orada bulunan bir sandığın anahtarını ona vererek buyurdu ki;

Vasiyeti yerine getirildi...
-Ey amcamoğlu! Allahü teâlâ bilir ama benim âhirete gitme vaktim yaklaştı. Vefâtımdan sonra beni en güzel şekilde techiz et. Seyyid Îsâ’nın (talebesinin babası) yanına defnet. Çünkü onun rûhâniyeti şu anda burada bulunuyor ve benim kabrimin onun kabrine yakın olacağını haber veriyor. Vefâtımı bugünün akşamında bekleyin, dedi.
Bildirdiği gibi o gün akşam vefât etti. Vefât tarihi 1735 (H.1148)’dir. Amcasının oğlu da vasiyetlerini aynen yerine getirdi.

Toplam Görüntülenme: 1738

Yayın tarihi: Salı, 21 Kasım 2006