Bu sayfayı yazdır

Ebu Said Harraz ve güzel yüzlü genç...

Bağdât’ın büyük velîlerinden Ebu Said Harraz, dokuzuncu asırda yaşadı. İsmi Ahmed, babasının adı Îsâ’dır. Künyesi “Ebû Saîd” olup, “Harrâz” lakabıyla meşhûr olmuştur. Tasavvufta ona tâbi olanların mensûb olduğu yola Harrâziye denmiştir. Bu mübarek zat Bağdat’ta doğmuş ve 890 (H. 277) senesinde orada vefât etmiştir...
Zamânında yaşayan evliyânın imâmı sayılan Ebû Saîd-i Harrâz hazretleri; Zünnûn-i Mısrî, Sırrî-i Sekatî, Cüneyd-i Bağdâdî, Nebâcî, Ebû Ubeyd Busrî gibi büyük velîlerin sohbetinde bulunup tasavvuf yolunda yetişti.

Yüksek derecelere kavuştu...
Tasavvuf yolunda yüksek dereceye kavuşmuş bir velî olan Ebû Saîd-i Harrâz, verâ yâni haram ve şüphelilerden sakınmak ve riyâzette yâni nefsin isteklerini yapmamakta gâyet ileriydi. Allahü teâlânın rızâsını kazanmak için çok çalışırdı. “Allahü tealâya yönelen ve O’ndan başka her şeyi unutan bir kula, ‘sen neredensin, murâdın nedir’ diye sorulsa, şüphe yok ki, Allah der ve bundan daha güzel vereceği hiçbir cevap yoktur” buyururdu.
Ebû Saîd-i Harrâz hazretleri Allahü teâlânın ismini çok anar, O’nun rızâsına kavuşmak için çok zikretmek gerektiğini bildirirdi. Bu hususta; “Kulun bu yolda gıdâsı, Allahü teâlânın zikri, yatağı da toprak olmadıkça şeref sâhibi olamaz” buyururdu.
Ebû Saîd-i Harrâz hazretleri ihlâs sâhibi olup, yaptığı her işi Allahü teâlânın rızâsına uygun yapardı. Başkalarına da ihlâslı olmayı tavsiye ederdi.
Cüneyd-i Bağdâdî rahmetullahi aleyh şöyle demiştir: “Eğer Allahü teâlâ bizden Ebû Saîd-i Harrâz’ın yaptığının hakîkatini taleb etse, muhakkak ki hepimiz helâk olurduk.”
Başka bir âlim ise “Ebû Saîd-i Harrâz ömrü boyunca ayakkabı dikiciliği yaptı. Fakat iki dikiş arasında aslâ Allahü teâlâyı unutmadı” dedi.

“Âşıklar ölseler de diridirler!..”
Ebû Saîd-i Harrâz anlatıyor: Mekke’de Beni Şeybe kapısında güzel yüzlü bir gencin vefat ettiğini gördüm. Yüzüne bakınca bana tebessüm etti ve “Ey Ebû Saîd! Bilir misin ki âşıklar ölmez, ölseler bile diridirler, sadece bir yerden öbür yere intikal ederler, işte o kadar!” dedi.

Toplam Görüntülenme: 1904

Yayın tarihi: Çarşamba, 22 Kasım 2006