Bu sayfayı yazdır

Büyük mutasavvıf Muhammed Pârisâ

Muhammed Pârisâ hazretlerinin tasavvufta hocası, evliyânın en büyüklerinden olan meşhûr İslâm âlimi Şâh-ı Nakşîbend Behâeddîn-i Buhârî’dir. Ona talebe olduktan sonra, sohbetlerine devâm edip, himmet ve teveccühüne kavuştu. Böylece tasavvufta yüksek derecelere ulaştı. Zâhir ve bâtın ilimlerinde zamânının bir tânesi oldu.

“Bizim varlığımızdan murâd”
Behâeddîn-i Buhârî hazretlerinin sohbetine devâm ettiği ilk sıralarda, bir gün gelip, hocasının kapısının önünde edeble beklerken, hizmetçilerden biri içeri girer. Behâeddîn Buhârî ona “kapıda kim var?” diye sorunca, o da; “Pârisâ bir genç vardır” der. Bunun üzerine dışarı çıkıp bakar ve; “Sen Pârisâ bir genç misin?” buyurur. Bundan sonra ismi; dünyâya düşkün olmayan, dindar, ârif, âlim, müttekî mânâlarına gelen “Pârisâ” olarak söylenmiştir...
Hocası Behâeddîn-i Buhârî hazretleri; “Bizim varlığımızdan murâd, Muhammed Pârisâ’nın yetişip ortaya çıkmasıdır” sözleriyle çok iltifatlar buyurmuştur...
Muhammed Pârisâ hazretleri, 1419 (H.822) senesi Muharrem ayında, hacca gitmek üzere Buhârâ’dan yola çıktı. Talebelerinden biri vedâ sırasında; “Siz daha önce hacca gittiniz” demişti. Bu talebesine; “Gittik ve gittik” buyurarak cevap verdi. Böylece, bu seferinde vefât edeceğine işâret etmişti...

Hazret-i Abbâs’ın yanında...
Hac kafilesi, yolda Câm şehrine de uğradılar Câm şehrinden hareket edip Nişâbur’a ulaştı. Bundan sonra Mekke-i mükerremeye gitmek üzere Nişâbûr’dan yola çıktılar. Sohbet ederek selâmetle ve âfiyet içinde Mekke’ye ulaştılar. Hac ibâdetini yaptılar. Bu sırada Muhammed Pârisâ hazretleri hastalandı. Vedâ tavâfını sedye üzerinde yaptı. Sonra Resûlullah efendimizin kabr-i şerîfini ziyâret etmek için Medîne-i Münevvereye doğru yola çıktılar. Yolda, uyku ile uyanıklık arasında Cüneyd-i Bağdâdî hazretlerini gördüğünü ve kendisine çok müjdeler verdiğini anlatmıştır. 1419 (H.822) senesinde 12 Aralık Çarşamba günü Medîne’ye vardılar. Resûlullah efendimizin kabr-i şerîfini ziyâret edip, müjdelere kavuştu. Ertesi günü vefât etti. Bu sırada meşhûr Osmanlı âlimi Molla Fenârî Medîne’de bulunuyordu. Cenâze namazını o kıldırdı. Cumâ gecesi Bakî kabristanında, hazret-i Abbâs’ın kabrinin yanına defnedildi...

Toplam Görüntülenme: 1813

Yayın tarihi: Salı, 12 Aralık 2006