Bu sayfayı yazdır

Endülüs Emevi Halifesi Hakem bin Abdülmelik

Hakem bin Abdülmelik, Endülüs Emevi halifelerindendir. İspanya, 711 tarihinde Tarık bin Ziyad kumandasındaki Müslümanlar tarafından fethedildi. Önce Şam’daki Emevi devletine bağlı bir eyalet idi. Sonra 765-1031 yılları arasında Endülüs Emevi Halifeleri Endülüs’te hakimiyet kurmuştur. İlk hükümdar I. Abdurrahman’dan itibaren Üçüncü Hişam’la sona eren bu devlet, 275 sene yaşadı. Üçüncü Abdurrahman’a kadar “Kurtuba Emirliği” diye adlandırılan devlete bu hükümdar zamanında “Endülüs Emevi Hilafeti” namı verildi. Hükümdar, “Emir-ül Mü’minin” unvanını aldı.

Kurtuba’ya akın var!..
Devletin kurucusu Abdurrahman bin Muaviye, Suriye Emevi Devletinin yıkılması üzerine Fırat Irmağını geçerek Filistin’e kaçtı. Abbasi Devletinin kurulmasıyla Şam’dan ayrılıp, Endülüs’e yerleşen Emevilerin varlığını haber alan Abdurrahman, onlara mektup yazarak, kendilerini karşılamalarını ve yardım etmelerini söyledi. Onların davetiyle Kurtuba’ya giderek emirliğini ilan etti (756). Bu haberi duyan Emevi taraftarları akın akın bu ülkeye gelmeye ve onun devlet kurmasında yardımcı olmaya başladılar.
Abdurrahman’ın hükümdarlığı otuz üç yıldan fazla sürdü. Bu devrede Abdurrahman kurduğu yeni devleti sağlamlaştırmak için bölgesindeki Müslümanları etrafında topladı. Kuvvetli bir ordu kurdu. Tarım ve sanayi gelişti. Büyük bir ticaret filosu kurularak İstanbul’a kadar ticari münasebetler tesis edildi. Bu arada camiler, yollar, şehir etrafındaki surlar yaptırıldı.

“O duâyı yapan kimdi?”
Abdurrahman’ın 787 senesinde vefatından sonra, yerine oğlu Hişam geçti. Fakat 39 yaşında öldü. Yerine Hakem bin Abdülmelik geçti. Hakem zamanında iç karışıklıklar başgösterdi. Hakem bin Abdülmelik bu karışıklıkları bastırmak için çaba gösterdi. Onun hükümdarlığı da fazla uzun sürmedi. Hakem bin Abdülmelik, yakalandığı hastalıktan kurtulamayarak yatağa düştü.
Mu’temir diyor ki: Hakem bin Abdülmelik’in ölüm esnasında yanında bulunanlardan biri idim. “Allah’ım, bu iyi bir insan idi. Sen bunun ölüm acısını kolaylaştır” diye duâ ettim. Bir müddet sonra ayıldı ve: “O duâyı yapan kimdi?” diye sordu. Ben de: “O duâyı ben yaptım” dedim. Bunun üzerine dedi ki: “Hazreti Azrâil bana, ‘Ben her cömerde karşı rıfk ile davranırım” dedi ve bir müddet sonra da vefat etti...

Toplam Görüntülenme: 1746

Yayın tarihi: Cuma, 19 Ocak 2007