Bu sayfayı yazdır

Büyük mutasavvıf Sadreddîn-i Konevî

Büyük mutasavvıf Muhyiddîn-i Arabî hazretleri, Sadreddîn-i Konevî’nin terbiyesi ile çok yakından meşgûl oldu. Yetişmesine husûsî ihtimâm gösterdi. Muhyiddîn-i Arabî’den Konya’da ilim ve feyz alan ve çok istifâde eden Sadreddîn-i Konevî, hocası ile Halep ve Şam’a gitti. Muhyiddîn-i Arabî hazretleri Sadreddîn-i Konevî’ye nefsini terbiye yollarını öğretti... Sadreddîn Konevî günlerini riyâzet ve mücâhede ile nefsiyle uğraşmakla geçirdi. Nefsiyle uğraşması öyle bir dereceye ulaştı ki, uyumamak için Muhyiddîn-i Arabî hazretleri onu alır, yüksek bir yere çıkarır, o da düşme korkusuyla uyumaz tefekkürle meşgûl olurdu.

Hac dönüşü Konya’ya yerleşti
Sadreddîn-i Konevî, hocası Muhyiddîn-i Arabî hazretlerinin vefatından sonra büyük âlim ve mutasavvıf Evhadüdin-i Kirmani’den feyz aldı. Daha sonra Mısır’a ve hacca gitti. Hac dönüşü Konya’ya yerleşti ve Muharrem ayının 16. Pazar günü orada vefât etti (1274). Kabr-i şerîfi Konya’da kendi adı ile anılan câminin bahçesindedir.
Bu büyük velî, ömrünün sonlarına doğru şöyle vasiyette bulundu:
“Rabbime hamd, Resûlullah efendimize salât ü selâm ederim.
Ben yakînen inanıyorum ki, Cennet ve Cehennem haktır. Amellerin tartılacağı mîzân haktır, doğrudur. Ben bu inançla yaşadım ve bu îmânla vefât ediyorum. Sevdiklerim ve talebelerim vefâtımın ilk gecesinde Allahü teâlânın beni her türlü azâbdan bağışlaması ve kabûl etmesi niyetiyle, yetmiş bin Kelîme-i tevhîd yâni ‘Lâ ilâhe illallah’ diyerek tevhîd okusunlar. Defnedildiğim gün kadın, erkek, fakir, kimsesiz ve düşkünlere kör ve kötürüm olanlara bin dirhem sadaka dağıtılmasını vasiyet ediyorum.

“Birtakım fitneler zuhûr edecek!”
Bekâr olanlarınız Şam’a hicret etmeye çalışsın. Çünkü yakında buralarda birtakım fitneler zuhûr edecek ve çoğunuzun rahatı kaçacak ve size söylediğimi hatırlayacaksınız. Ben işimi cenâb-ı Hakk’a havâle ediyor ve O’na bırakıyorum. Dostlarım duâlarında beni hatırlasın ve bana her türlü haklarını helâl etsinler. Benim bıraktığım bilgiler de onlara helâl olsun.

Allahü teâlâdan kendim ve sizin için mağfiret diliyorum. Yâ Rabbî bizi mağfiret eyle. Şüphesiz sen merhâmet edicisin.”

Toplam Görüntülenme: 1635

Yayın tarihi: Cumartesi, 03 Şubat 2007