Bu sayfayı yazdır

Bir mü’mine kız ve bir mübarek baba

Ebü’l-Abbâs Ahmed Harrâr hazretleri tasavvufta kemâle ermiş, keşif ehli olmuş ve pekçok şeyleri müşâhede etmiş bir zattır. Kendisi şöyle anlatmıştır:
“Mısır’da bulunduğum sırada Kurafe yolundan geçerek evden mescide gider gelirdim. Gece vakti çıktığımda bende korkuyla karışık bir ürperti olurdu. Allahü teâlâ gözümden perdeyi kaldırıp bana kabirdeki mevtânın hâllerini görmeyi nasîb etti. Nîmet ve azâb içinde olan ölülerin hâllerini de görürdüm...”

“O genci bekliyorum!..”
Talebelerinden ve aynı zamanda damadı olan Safiyüddîn bin Ebi’l-Mansûr anlatır:
“Hocamın sâlihâ ve evliyâ bir kızı vardı. Ben ona talebe olmadan önce talebelerinden çoğu o kızla evlenmeyi düşünmüşler. Hocam kerâmetiyle onların bu arzularını anlamış ve şöyle demiş:
“Bu kızım şu andaki talebelerimden hiçbiriyle evlenmeyecek. Bana talebe olacak ve kızımla evlenecek genci bekliyorum” demiştir.
Ben ona talebe olunca, bir gece rüyâmda hocamı görmüştüm. Bana; “Safiyüddîn senin hanımın benim kızımdır” dedi. Uyanınca şaşırıp kaldım. Utancım sebebiyle bunu hocama anlatmam mümkün değildi. Anlatmasam olmazdı. Rüyâmı gizlemem de beni rahatsız ediyordu. Çünkü hocamdan hiçbir şeyi gizlemezdim. Ben bu hâlde ne yapacağımı düşünürken, hocam bana; “Rüyâda ne gördüysen anlat” dedi. Heybetli bir hâlde idi. Bir müddet sustu ve; “Ne gördüysen mutlaka anlatmalısın” dedi. Ben de rüyâmı aynen anlattım. Bana; “Evlâdım bu senin için takdir edilmiştir” dedi ve beni kızıyla evlendirdi.

Saliha bir hanımdı...
Kızı saliha bir hanımdı. Yüzünde velîlik nûru parlardı. Kim görse evliyâ olduğunu nûrundan anlardı. Bu hanımdan olan evlâdımın her biri âlim ve fazîletli kimseler oldu. Hocamın vefâtından sonra onunla uzun zaman saâdet içinde ömür sürdük. Keşfi çok kuvvetli idi.
Vefât edeceği zamânı ve vefât ettikten sonra vukû bulacak birçok acâib hâdiseleri bildirdi. Son nefesini verirken; “Ey mutmainne olmuş nefs! Râzı olmuş ve râzı olunmuş olarak Rabbine dön” meâlindeki âyet-i kerîmeyi okuyarak rûhunu teslim etti...

Toplam Görüntülenme: 1722

Yayın tarihi: Salı, 06 Mart 2007