Bu sayfayı yazdır

Hayat kurtaran yalan

Şeyh Sa’di-i Şirazi, Bostan ve Gülistan kitabında şöyle bir hadise anlatır;
Bir Padişah, kölelerinden birinin, huzurunda iken yanlış bir işinden dolayı hemen kellesinin uçurulmasını emreder. Zavallı köle, ümitsizlik içinde, kendi dilince padişaha sövüp saymağa, uygunsuz sözler söylemeğe başlar. “Canından el çeken, gönlünde ne varsa döker” demişler ya. Padişah, vezirlerine esirin ne dediğini sorar. İyi kalpli vezirlerden birisi;

-Öfkelerini yenenler, insanları affedenler, Rablerinin katında büyük ihsanlara kavuşacaktır diyor, padişahım! Cevabını verir. Hükümdar, köleye acıyarak, onun kanını dökmekten vazgeçer. Ama bir başka vezir atılır;
-Bizim gibi kimselere padişah huzurunda sözün doğrusunu söylemekten gayrısı yakışmaz. Bu köle padişahımıza sövdü, uygunsuz laflar söyledi, der. Padişahın canı sıkılır, yüzünü buruşturur ve ikinci vezire dönerek;
-Bana bu vezirin yalanı, senin şu gerçek sözlerinden daha hoştur. Çünkü o yalan, bir iyilik içindi. Oysa senin söylediğin bu gerçek, kötülüğe dayanıyor. Nasıl ki büyüklerimiz, ‘iyilik için söylenen yalan, fitne koparan doğrudan iyidir’ demişler.
Sonra da, iyi kalpli vezirini mükafatlandırır, diğerini de azleder.

Toplam Görüntülenme: 3347

Yayın tarihi: Pazar, 08 Temmuz 2007