Bu sayfayı yazdır

Hanefî fıkıh âlimi Ebü'l-Hasen-i Kerhî

Ebü’l-Hasen-i Kerhî, hadîs ve Hanefî fıkıh âlimidir. 260 (m. 874) yılında Irak’ın Kerh bölgesinde doğdu. Bundan dolayı “Kerhî” nisbesiyle anılmıştır. Ömrünün büyük kısmını Bağdâd’da geçirdi. 340 (m. 952) yılında yine orada vefât etti.
Ebü’l-Hasen-i Kerhî’nin fıkıh ilminde en meşhûr hocası; İmâm-ı a’zam Ebû Hanîfe hazretlerinin torunu İsmâil bin Hammâd’dan ilim öğrenmiş olan Ebû Sa’îd Ahmed bin Hüseyn Bürdeî’dir...

“Mes’elede müctehid” oldu
Bu mübarek zat, dîn-i İslâm’ın inceliklerine vâkıf olabilmek için çok çalıştı. Daha önce yapılmış bütün ictihâdları öğrendi. Verilen bütün fetvaları ezberledi Hanefî mezhebinin tafsili delillerinin hepsini öğrendi. Ahmed İbni Kemal Paşa hazretlerine göre “Mes’elede müctehid” oldu. Müctehidlerin üçüncü tabakasından olan bu âlimler, mezheb imamının bildirmediği mes’eleler için, mezhebin usûl ve kaidelerine göre ahkâm çıkarırlarsa da, imâma uygun çıkarmaları şarttır.
Ebü’l-Hasen-i Kerhî hazretleri, hocası Ebû Sa’îd Bürdeî ve kadı Ebû Hazm’dan sonra Abbasî devletinin başşehri Bağdâd’da Hanefî âlimlerinin reisi oldu. Müslüman devlet adamlarına nasîhatlerde bulunur, onların İslâmiyete uygun hareket etmelerini tenbih ederdi. Böylece bu devlet adamlarının âdilâne idareleri altında, insanların huzur içinde yaşamalarına vesîle oldu. Yetiştirdiği âlimlerden çeşitli bölgelere gönderdiği kadılar da, verdikleri âdil hükümler ve güzel nasîhatlerle, insanların dünyâ ve âhirette mes’ûd olmalarına sebeb oldular.
Ebü’l-Hasen-i Kerhî hazretleri, o kadar hürmet görüp insanlar tarafından çok sevildiği halde, dünyâ malına hiç itibar etmez, zaruret miktarı dünyâlığı kendisi için yeterli bulurdu. Gündüzleri oruç tutar, geceleri hep ibâdet ederdi. Ömrünün sonuna
doğru felç oldu. Çok sıkıntı çekti. Sabrı ve tevekkülü çok fazlaydı.

Validen yardım istediler
Talebeleri, son günlerini şöyle anlatır:
“Vefatına yakın felç oldu ve ilaçları için çok paraya ihtiyaç vardı. Başka çare kalmayınca Vali Seyfüddevle bin Hamdan’a haber gönderip para istediler. Hocamız Ebü’l-Hasen-i Kerhî hazretleri bunu haber alınca ağlayarak; ‘Yâ Rabbi! Beni kendinden başkasına muhtaç etme! Gelecek para bana ulaşmadan canımı al!’ diye dua etti. Mübarek, biraz sonra valinin gönderdiği on bin altın oraya ulaşmadan son nefesini verdi...”

Toplam Görüntülenme: 1751

Yayın tarihi: Salı, 04 Eylül 2007