Bu sayfayı yazdır

Bir büyüğün büyük babası Hace Şehabeddin Şâşî

Hace Şehabeddin Şâşî, Ubeydullah-i Ahrar hazretlerinin büyük babasıdır. Çok kerameti görülmüştür. Deliler ve meczuplarla sohbet etmekten çok hazzederdi. Kâh ziraat ve kâh ticaretle uğraşırdı. Ticaret için sefere çıkar ve yanına arkadaş almazdı. Yolda eşkıyaya rastlayınca da yüksek sesle tanıdığı meczupları imdada çağırırdı...
Hace Şehabeddin’in iki oğlu vardı ki biri Hace Muhammed, öbürü Ubeydullah-i Ahrar hazretlerinin babası Hace Mahmud idi...

“Oğullarını getir de vedalaşalım”
Vefatına yakın oğlu Hace Muhammed’i çağırdı ve şöyle buyurdu:
“Oğullarını getir de onlara veda edeyim...”
Hace Muhammed, İshak ve Mesud isimli iki oğlunu, büyük babalarının yatağı başına getirdi. Hace Şehabeddin, onları okşadı ve dedi ki:
“Oğlum Muhammed. Senin oğulların çok perişanlık çekecekler ve başıboş yaşayacaklar. Buna da sebep Mesut Hoca olacak ve İshak’ı baştan o çıkaracak!..”
Sonra da Hace Mahmud’a oğlunu getirmesini söylediler. O da, o zaman bebeklik çağında bulunan Hace Ubeydullah hazretlerini bir hırkaya sarıp büyük babasının kucağına uzattı. Mübarek, çocuğa uzun uzun baktıktan sonra, yatağından “Beni kaldırın!” gibi bir hareket yaptı. Kaldırdılar. Hace hazretleri, Ubeydullah hazretlerini kucaklarına alıp yüzünü yüzüne sürüp ağlamaya başladı:

“Silsile-i aliyye”den oldu...
“İşte benim istediğim oğul budur! Ne yazık ki, onun zuhuru zamanında hayatta olmayacağım! Onun âlemde tasarruflarım göremeyeceğim! Yakında bu çocuk dünya çapına erişecek, insanlara ışık olacak, cihan padişahları onun fermanlarına boyun eğecek ve bundan zuhur eden fevkalâdelikler geçmiş şeyhlerin büyüklerinden de zuhur etmemiş olacak...”
Ve bir kere daha yüzünü çocuğun yüzüne sürüp oğluna şu vasiyette bulundu:
“Benim bu torunumu iyi gözetin!.. Terbiyesini gereği gibi yerine getirin!”
Bunları söyledikten sonra da ruhunu teslim etti... Buyurduğu gibi, bu mübarek torunu öyle yüksek derecelere kavuştu ki, “Silsile-i aliyye”den oldu...

Toplam Görüntülenme: 1523

Yayın tarihi: Cuma, 18 Ocak 2008