Bu sayfayı yazdır

Abdullah bin Zübeyr (radıyallahü anh)

Abdullah bin Zübeyr’in annesi, Hz. Ebû Bekir’in kızı Esmâ’dır. Teyzesi, mü’minlerin annesi Hz. Âişe’dir. Babası tarafından babaannesi Safiyye, Rasûlullah’ın halasıdır...
Yedi yaşında iken babası tarafından Peygamber Efendimize getirilerek O’na biat etme şerefine kavuştu. Hz. Ebû Bekir devrinde çocukluğunu atlattıktan sonra Hz. Ömer devrinde henüz oniki yaşlarında iken babası ile Yermük Savaşı’na gitti. Dört yıl sonra da babası ile birlikte Amr ibni Âs kumandanlığında Mısır’ın fethine katıldı...

Bizanslılarla da savaştı
Afrika’da Abdullah bin Sa’d ile Tunus’un fethine gitti. Bu savaşta üstün Bizans kuvvetleri karşısında kahramanca savaşıp Roma Bölge Valisi Gregor’u öldürerek zaferin kazanılmasında büyük rol oynadı...
Otuz yaşında, Saîd ibni Âs kumandasındaki orduyla Horasan Seferinde bulundu. Aynı yıl içinde Hz. Osman tarafından Kur’ân-ı kerimin çoğaltılması için toplanan ilmî heyete katıldı. Hz. Osman şehid edildiği gün, âsilere karşı gayretle müdâfaa edenlerden idi...
Abdullah bin Zübeyr, Hz. Muâviye’nin vefatından sonra, Mekke’ye geldi. Daha sonra Hz. Hüseyin’in Kerbelâ’da şehid olduğunu işitince hilâfetini ilân etti. Mekke ve Medine, Hicaz halkı kendisine bi’at etti. Mısır ve Şam dışında İslâm devletinin diğer bölgeleri olan Hicaz, Yemen, İran, Irak ve Horasan halkı Abdullah bin Zübeyr’e bi’at etti. Hz. Abdullah dokuz yıl Mekke’de halifelik makamında bulundu...
Mîlâdî 684’te Abdülmelik bin Mervan, Emevîlerin başına geçince Abdullah’ın kardeşini Irak’ta öldürttü. Haccac kumandasında bir orduyu Mekke’ye gönderdi ve Mekke’yi kuşatıp tahrib etti. Muhasara altı aydan fazla sürdü. Abdullah’ın yiğitçe müdâfaasına rağmen iki oğlu ve yakınları Haccac’a teslim oldular. Abdullah’ın taraftarları dağıldı.

Onu şehid ettiler...
Bir gün sonra İbni Zübeyr “Makam” denilen yerde iki rekat namaz kıldıktan sonra yeniden harbe girdi. Mancınıktan atılan bir taşla yaralandı. Kanlar içinde kıvranırken Abdülmelik bin Mervan’ın adamları üzerine atılarak onu şehid ettiler. Şehid olduğunda yetmişüç yaşındaydı.
Son nefesini vermeden önce şunları söyledi:
-Biz, gerisin geriye kaçarak kanlarımız elbiselerimize bulaşmış değil, fakat ayakta dimdik savaşırken kanımız damla damla akıp gitmektedir...

Toplam Görüntülenme: 2525

Yayın tarihi: Pazar, 15 Ocak 2006