Bu sayfayı yazdır

Sâbit el-Benânî'yi dinleyen meçhul zat!

Sâbit bin Eslem Benânî hazretleri Tâbiînin büyüklerindendir. 737 (H.120) senesinde vefât etti. Hadîs ilminde sika, emîn, güvenilir ve îtimâd edilir bir âlimdir. Hikmetli sözleri pek çoktur. Buyurdu ki:
“Allahü teâlânın anıldığı yere dağlar kadar günah ile girseler, çıktıkları zaman üzerlerinde zerre kadar bir günah kalmaz (kul hakkı dışında).”

“BEN DE SENİ ANDIM!”
Mümin, kıyâmet gününde, Allahü teâlânın huzûrunda durur. Allahü teâlâ ona: “Ey kulum! Sen, dünyâda bana ibâdet eden kullarımla berâber ibâdet ediyor muydun?” diye sorunca, o mümin; “Evet, onlarla birlikte ben de ibâdet ediyordum yâ Rabbî!” der. Yine Allahü teâlâ; “Ey kulum, dünyâda iken bana duâ edip yalvaran ve beni zikredip ananlarla beraber, sen de yalvarıp beni andın mı?” diye suâl buyurur. O mümin yine; “Evet yâ Rabbî!” diye cevap verir. Bunun üzerine Allahü teâlâ; “İzzetim hakkı için, beni zikredip, andığın her yerde ben de seni andım. Nerede duâ edip yalvardınsa, o duânı kabûl ettim” buyurur.” Sonra Sâbit-i Benânî şu hadîs-i şerîfi bildirdi: “Müminin hiçbir duâsı red edilip, geri çevrilmez. Karşılığı ya dünyâda verilir, ya âhirete tehir edilir veya günahlarına keffâret olur.”

MÜ’MİNÛN SURESİNİ OKUYORDU...
Sâbit bin Eslem buyurdu ki:
“Mus’ab bin Zübeyr’in duvarının yanında, hayvanların geçmediği bir yerde idim. Mü’minûn sûresinden; “Hâ mîm. Bu kitabın indirilişi, Azîz, Alîm olan Allah’tandır. O, günah bağışlayan, tövbe kabûl eden, azâbı şiddetli olan, ihsân sâhibi olan Allah’tandır ki, O’ndan başka hiçbir ilâh yoktur, dönüş, ancak O’nadır” meâlindeki âyetlerinin olduğu sahifeyi açtım. O anda, yanımda bir kişi peydâ oldu. Bana, âyetin “Gâfiri-z-zenbi (günahları bağışlayan)” kısmını okuyunca; “Ey günahları bağışlayan Allah’ım! Günahlarımı bağışla” “Kâbilet-tevbe (tövbeyi kabûl eden)” kısmını okuyunca, “Ey tövbeyi kabûl eden Allahım! Tövbemi kabûl et” “Şedîd-ül-ikâb (azâbı şiddetli olan)” kısmını okuyunca; “Ey azâbı şiddetli olan Allah’ım! Beni azâbından muhâfaza eyle!” de, diye söyledi. Sonra yanımdan kayboldu. Sağıma, soluma baktım göremedim. Daha sonra öğrendim ki, bu âyetin tesiriyle fazla yaşamamış vefat etmiş...”

Toplam Görüntülenme: 1255

Yayın tarihi: Cumartesi, 06 Eylül 2008