Bu sayfayı yazdır

Hadîs âlimi Ahmed Nablûsî

Ahmed Nablûsî hazretleri, Şâfiî mezhebi âlimlerindendir. 674 (m. 1275) senesinde ramazan ayında doğdu. Hadîs ilminde büyük bir âlim olarak yetişti. Birçok âlimden hadîs-i şerîf dinleyip ezberledi. Hadîs ilminde meşhûr oldu.

İLMÎ MÜZAKERELER YAPARDI...
Bu mübarek zat, dinleyip naklettiği hadîs-i şerîfleri yazarak zabt ederdi. Elde ettiği ilimler sağlam kaynağa dayanıyordu. Çok güzel ilmî müzâkereleri vardı. Sünnet-i seniyye ve onunla meşgûl olanlara yardımcı olmakta bir kale gibiydi.
Hadîs ilminde hâfız (yüz binden çok hadîs-i şerîfi râvîleri ve senetleri ile birlikte ezbere bilen) idi. İlminden çok istifâde edilirdi. İlimde tam bir hüccet, senet idi. Salâhı, iyiliği çoktu, ilim öğrenmek için çok yeri dolaştı. İnsanlardan uzak dururdu.
Naklettiği bir hadîs-i şerîfte, Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) efendimiz buyurdu ki:
“Muhakkak ki, Allahü teâlâ, güzel huyları sever. Çirkin, değersiz huyları da sevmez.”
Yine şöyle anlatır:
“Hasen ve Müslim İbni Ebî İmrân’dan rivâyet edilir: “Selmân-ı Fârisî (radıyallahü anh) buyurdu ki: Üç şey vardır ki, beni güldürdü. Yine üç şey vardır ki, o da beni ağlattı. Ona sordular;
“Seni ağlatan üç şey nelerdir, ey Selmân?” Cevâbında buyurdu ki:
“1- Çok sevdiğim Resûlullah efendimizden (sallallahü aleyhi ve sellem) ve O’nun arkadaşlarından ayrılmak, 2- Ölüm ânında muttali olunacak şeyin korkusu, 3- Allahü teâlânın huzûrundaki yerim. Acaba bana gadabı ile mi muâmele edecek, yoksa râzı mı olacaktır bilemiyorum.” Yine ona sordular:
“Seni güldüren üç şey nedir, ey Selmân?” Cevâbında buyurdu ki:
“1- Dünyâya gönül bağlayıp uzun emelli olanın hâli. Hâlbuki ölüm onu beklemektedir. 2- Ölüm ondan bir ân gâfil olmadığı hâlde, ondan gâfil olanın hâli. 3- Allahü teâlânın kendisine ne yapacağını bilmediği hâlde hep gülenin hâli.”

İSTEDİĞİ GİBİ VEFÂT ETTİ!..
Ahmed Nablûsî hazretleri, 758 (m. 1357) senesi Rebî’ul-evvel ayında Dımeşk’da (Şam’da) vefât etti. Vefâtına yakın; “Ben, secdede iken ölmek istiyorum” derdi. Allahü teâlâ onu bu arzusuna kavuşturdu. Vefâtından üç gün önce evine girdi. Kapısını kapatıp, içeriye kimseyi almadı. Üç gün sonra evine girdikleri zaman, onu secdede iken vefât etmiş buldular...

Toplam Görüntülenme: 1584

Yayın tarihi: Perşembe, 26 Şubat 2009