Bu sayfayı yazdır

Hasen Irâkî

Evliyânın büyüklerindendir. Doğum târihi bilinmeyen Hasen Irâkî, 930 (m. 1523) senesinde, aşağı Mısır’da Kevm denilen yerde vefât edip, Bâb-üş-Şa’riyye’nin dışına defnedildi.

BUNUN İÇİN YARATILMADIN
Hasen Irâkî şöyle anlattı; “Ben gençliğimde Dımeşk’da bulunuyordum. San’atkâr idim. Bir Cum’a günü arkadaşlarım ile birlikte, oyun oynamak, eğlenmek üzere toplandık. Bu sırada, Allahü teâlâ tarafından bana bir nidâ geldi ki, gizliden duyduğum bu ses bana; “Sen bunun için, böyle şeyler yapmak için mi yaratıldın?” diyordu. Bunun tesîriyle bende bir değişiklik hâsıl oldu. İçinde bulunduğum hâlden utanıp, pişman oldum.
Benî Ümeyye Câmii’ne varıp, içeri girdim. Orada, kürsî üzerinde bir şahıs vaaz ediyordu. Ve hep, Hızır aleyhisselâmın hâlini anlatıyordu. Birden Hızır aleyhisselâma karşı bende aşırı bir muhabbet hâsıl oldu. O zât vaazını bitirip gitti. Fakat ben, Hızır aleyhisselâmın hasretiyle kalakaldım. Kendisiyle görüşmek arzusu bende kuvvetlenmişti. Bir akşam namazından sonra idi. Birden arkamda oturan bir zâtın omuzuma dokunduğunu hissettim. Bana; “Evlâdım. Allahü teâlâ yaptığın duâyı kabûl etti. Ben Hızır’ım. Benimle ne işin var? Bana ne diyeceksin ki, bu kadar şiddetli bir arzu, ile görüşmek istiyorsun?” dedi. Ben çok sevinip, benimle beraber evimize gelmesini rica ettim.

ALLAHI ANMANIN EHEMMİYETİ
Eve gittik. Eve vardığımızda; “Benim için, boş tenhâ bir yer bul, orada yalnız başıma kalayım” dedi. Ben de kendisine boş bir yer gösterip, orada kalabileceğini söyledim. Burada yedi gün, yedi gece kaldı. Bana zikrin, Allahü teâlâyı çok anmanın ve O’nu hiç unutmamanın ehemmiyetini anlattı.
“Ey Hasen, hiç kimse ile seninle kaldığım kadar fazla kalmadım. Gücün yettiği müddetçe zikre devam et. Sen inşâallah uzun bir ömür yaşayacaksın.” dedi. Hızır aleyhisselâmın bana öğrettiklerine aynen riâyet ettim. Bu riâyet bereketiyle, elhamdülillah çok nimetlere, derecelere nail oldum. Onun haber verdiği gibi, hakîkaten ömrüm uzun oldu.

Toplam Görüntülenme: 1393

Yayın tarihi: Pazar, 05 Nisan 2009