Bu sayfayı yazdır

İbn-i Kurkûl (İbrâhim bin Yûsuf Hamzî)

Hadis ve Mâliki mezhebi fıkıh âlimidir. 505 (m. 1111) yılında Endülüs’te Meriyye şehrinde doğdu. Mensup olduğu Bâciye’deki Hamze kabilesine nisbetle Hamzî ve Vehrânî denildi. İbn-i Kurkûl diye tanındı. 569 (m. 1174) yılında Kuzey Batı Afrika’da Fas şehrinde vefât etti.

VAKİTLERİNİ İLİM ÖĞRETMEKLE GEÇİRDİ
Endülüs’teki âlimlerden temel dîn bilgilerini ve âlet ilimlerini öğrendikten sonra, hadîs, kıraat ve fıkıh ilimlerini tahsil etti. Daha önce Endülüs’ten Fas’a gitmiş olan Kadı Iyâd Yahsubî’nin yanına gitti. Onun ilminden istifâde etti. Her türlü ilimde bilgi sahibi oldu. Allahü teâlânın dînini öğrenmek ve öğretmek için Fas’ta yerleşti. Vakitlerini ilim öğrenmek, öğretmek ve ibâdet etmekle geçirdi. Birçok talebe yetiştirdi. Hocası Kadı Iyâd Yahsubî’nin “Meşârik-ül-envâr alâ sıhâh-il-âsâr” adlı eserini kısaltarak, “Metâli-ül-envâr” adını verdi. Bu kıymetli eserinde İmâmı Mâlik’in “Muvatta”sında ve “Sahîhayn”da geçen bazı hadîs-i şerîflerdeki garip lafız ve lügatların açıklamalarını yaptı. Hikmetli sözleri çoktur. Buyurdu ki:
“Takva sahibi kimse, nefsi nezîh, ahlâkı yüce olandır. Zühd sahibi olmak, takva sahibi olan kişilerin zînetidir, gece ibâdeti yapanların tabiatıdır. Takva sahibi olmak ise, dînin meyvesi, yakînen inanmanın alâmetidir.”
“Akıllı; şehvetten uzaklaşan, âhireti dünyâ ile değişmeyendir. Akıllı, yalnız ihtiyâcı kadar ve hüccetle konuşur, sâdece âhiretinin ıslâhı için çalışır. Akıllı, günahlardan sakınır, ayıplardan uzak durur. Cömertlik günahları siler, kalblere sevgi eker.”
“Câhil; dayakla uslanmaz, nasihatlerden payını almaz.”
“Allahü teâlâdan başka her şeyden uzaklaşmak, ermişlerin ibâdetidir.”
“Mü’minin gerçek sevgisi, buğzu, bir şeyi alması, yapması ve terki, Allah için olur.”
“Akıllı kimse, Rabbine ibâdetle, nefsin arzusuna karşı gelendir. Câhil kimse, mâsiyet (günah) işleyerek nefsin arzusuna uyandır.”

VEFATIYLA İLGİLİ ŞÖYLE ANLATILIR:
İlimde, ibâdet ve ihlâsta, fazîlette, sabırda, cömertlikte, tevâzuda, merhamette, Allahü teâlânın emirlerine uymada, haram ve şüphelilerden kaçınmada, emr-i ma’rûf yapmakta ve Allahü teâlânın dînini yaymakta üstün bir gayret sahibi olan Ebû İshâk ibn-i Kurkûl’un vefâtını, talebelerinden biri şöyle anlatır:
“Fas şehrinde Ebû İshâk ibni Kurkûl’un yanında idim. Şevvâl’in altıncı günü, Cuma namazını birlikte kıldıktan sonra camiden çıkmadık. İkindi namazı vakti girmeden önceydi. İhlâs sûresini hızlı hızlı okumaya başladı. Sonra üç defa Kelime-i şehâdet getirdi. “Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve resûlüh” diyerek secdeye kapandı ve ruhunu teslim eyledi.

Toplam Görüntülenme: 1482

Yayın tarihi: Salı, 28 Nisan 2009