Bu sayfayı yazdır

Kılıç kınında iken kesmez

Büyük mutasavvıf Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî hazretlerinin kıymetli nasihatleri vardır... Bir kısım insanlar bir gün Mevlânâ hazretlerine gelip; “Bâzı kimseler mescidde dünyâ kelâmı ediyor” diye şikâyette bulundular.

BOŞA GİDEN İBADETLER!..
Bunun üzerine Mevlânâ hazretleri buyurdu ki: “Her kim altı yerde dünyâ sözü ile meşgûl olursa otuz yıllık temiz ve kabûl olmuş ibâdeti reddedilir ve boşa gider. Bu altı yerin birincisi mescid, ikincisi ilim meclisi, üçüncüsü cenâze, dördüncüsü mezarlık, beşincisi ezan vakti, altıncısı Kur’ân-ı kerîm okunurkendir. Bunların her birisinin geniş açıklamaları vardır.” 
Yine buyurdu ki:
“Helâl kazanıp helâlden yemeli, giyinmeli, çalışmalıdır. Dargınlar barışmalıdır. Önce davranan önce Cennet’e girer. Tenhâda yalnız kalınca da günahtan sakınmalıdır. Nefsi mağlûb etmek için, onu rahatsız etmelidir. İstediği şeyi vermemelidir. En tesirlisi, gündüzleri oruç tutmak, geceleri az uyuyup namaz kılmaktır...”
Bir gün birkaç kişi gelip Mevlânâ hazretlerine; “Efendim! Allahü teâlânın velî kulları vefât edince, tasarruf hakkına sâhib olurlar mı? Hayatta oldukları gibi insanlara yardım edip, sıkıntılarını giderirler mi?” diye sordular. Mevlânâ hazretleri de; “Cenâb-ı Hakk’ın evliyâ kulları âhirete intikâl ettiklerinde, dünyâdakine oranla daha çok tasarrufa sâhib olurlar. Dünyâdaki tasarruf hududlu, âhiretteki ise hududsuzdur” buyurdu. Oradakiler; “Dostlarınıza ve talebelerinize dünyâdaki gibi âhirette de ihsân ve merhamet eder misiniz?” deyince, hazreti Mevlânâ; “Ey dostlarım! Kılıç kınında iken kesmez. Bize şefâat hakkı verilirse, elbette biz de sizlere şefâat ederiz” buyurdu.

“BU DERECEYE NASIL KAVUŞTUN?”
Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî hazretlerini sevenlerden biri vasiyyetinde; kabrine Mevlânâ hazretlerinin gelip, Kur’ân-ı kerîm okumasını istirhâm etti. O zât vefât edince vasiyyetini bildirdiler. Hazreti Mevlânâ da kabrinde Kur’ân-ı kerîm okudu. Vefât eden kimsenin çocuklarından biri, rüyâsında babasının çok iyi bir hâlde olduğunu görünce şöyle sordu: “Babacığım! Bu dereceye nasıl vâsıl oldunuz?” Babası da; “Beni kabre koyunca Münker ve Nekir melekleri suâl sormaya gelirken, oraya güzel yüzlü bir melek geldi. Onlara; ‘Allahü teâlâ bu zâtı Mevlânâ’ya bağışladı. Onu bırakınız!’ dedi. O günden beri hamdolsun hâlim iyidir” diye cevap verdi...

Toplam Görüntülenme: 1045

Yayın tarihi: Pazar, 09 Ağustos 2009