Bu sayfayı yazdır

Seni benden uzaklaştıran nedir?

Dün bahsettiğimiz gibi, Hazreti Ömer, Sa’lebe’nin şartlarını kabûl ederek onu Medîne’ye götürdü. Resûlullah namaz kılarken mescide girdiler...

Sa’lebe bin Abdurrahmân, getirildiği mescidde, Resûlullah efendimizin kırâatini işitince, bayılarak düştü. O baygın hâlde iken Hazreti Ömer ve Hazreti Selmân da namaza durdular. Resûlullah efendimiz selâm verince Hazreti Ömer ve Selmân’a, “Sa’lebeyi ne yaptınız?” buyurdu. Onlar da, “Ey Allahın Resûlü! Sa’lebe buradadır” dediler...

“BENİM GÜNAHIM BÜYÜK!..”
Sa’lebe’yi ayıltarak Resûlullah efendimizin yanına getirdiler. Resûlullah efendimiz ona “Yâ Sa’lebe seni benden uzaklaştıran nedir?” diye sorduklarında, Sa’lebe; “Günahımdır” diye cevap verdi. Peygamber efendimiz ona “Sana öğretmedim mi? Allahü teâlâ hatâ ve günahları bağışlıyor” buyurunca, o da “Evet yâ Resûlallah!” deyince Sa’lebe “Yâ Resûlallah! Günahım büyüktür” deyince, Resûlullah efendimiz, “Bilakis Allahın kelâmı en büyüktür” buyurdu... 
Bundan sonra Resûlullah onu evine gönderdi. Üç gün hasta yattı. Resûlullah efendimiz durumu öğrenince “Kalkınız Sa’lebe’ye gidelim” buyurdu. Resûlullah efendimiz onun yanına geldi. Başını kucağına alınca, Sa’lebe radıyallahü anh başını mübârek kucağından çekti. Resûlullah efendimiz “Niçin başını kucağımdan çektin?” diye suâl ettiklerinde, Sa’lebe “Yâ Resûlallah! O baş günahla doludur. Onu sizin mübârek kucağınıza lâyık görmedim” dedi. Resûlullah efendimiz “Ne hissediyorsun?” buyurdu. Sa’lebe “Derimin ve kemiklerimin arasında karıncanın sessiz yürüyüşünü hissediyorum” dedi. Resûlullah efendimiz, “Ne arzu ediyorsun?” diye buyurduklarında; Sa’lebe “Rabbimin magfiretini” dedi. Bunun üzerine Resûlullah efendimiz; Cebrâil aleyhisselâm şimdi geldi ve “Ey kardeşim, Rabbin sana selâm ediyor ve ‘Şayet kulum yer (dünyâ) dolusu hatâ ile bana kavuşursa, ben de onu yer dolusu magfiret ile karşılarım’ buyuruyor dedi” buyurdu... 

NAMAZINI RESÛLULLAH KILDIRDI
Resûlullah efendimiz bunu Sa’lebe’ye söyler söylemez, Sa’lebe bir bağırış bağırdı ve vefât etti. Resûlullah efendimiz kalktı, onu gasl etti, techîz ve tekfinini yaptı. Namazını kıldı. Sonra kabrine taşıdı. Kabir dönüşü Peygamber efendimizi parmaklarının ucuna basarak yürüdüğünügören Eshâb-ı kirâm, “Yâ Resûlallah! Siz niçin ayak parmaklarınızın ucuna basarak yürüyorsunuz?” diye sorduklarında Peygamber efendimiz; “Sa’lebe’yi karşılayan melekler o kadar çok ki, onların kanadına basmayayım diye bu şekilde yürüyorum” buyurdu.

Toplam Görüntülenme: 1213

Yayın tarihi: Çarşamba, 09 Eylül 2009