Bu sayfayı yazdır

Benim iffetli bir kızım var!

Yusuf Nebhânî hazretlerinin, Câmiu Kerâmâti’l-Evliya kitabında anlatıldığına göre, Taberistan’da zalim bir vali vardı. Halkın malına ve namusuna saldırmaktan çekinmezdi. Bir gün yaşlı bir kadın ağlayarak büyük velî Ebu Saîd el-Kassâb hazretlerinin yanına geldi ve dedi ki:

“SEN KABRİSTANA GİT!..”
“Ey Şeyh, bana yardım et! Benim iffetli güzel bir kızım var. Şu zalim adamın ona musallat olmasından endişe ediyorum. Sana geldim ki, belki dua edersin de Allah’ın izniyle onun şerrini bizden uzaklaştırırsın!..” 
Ebu Saîd el-Kassâb hazretleri biraz düşündükten sonra, başını kaldırarak dedi ki: 
“Ey kadın, diriler içinde duası makbul pek kimse kalmadı. Sen kabristana git, orada senin ihtiyacına cevap verecek birini bulacaksın!..” 
Kadıncağız da kabristana gitti. Orada güzel yüzlü, güzel elbiseli ve hoş kokulu genç bir adamla karşılaştı. Adam kadının hâlini sordu. O da olanları anlattı. Adam dedi ki: 
“Sen Şeyh Ebu Saîd’e dön de sana dua ediversin. Çünkü onun duası makbuldür...” 
Bunun üzerine yaşlı kadın şöyle dertlendi: 
“Diriler beni ölülere, ölüler de dirilere havale ediyor!... Biri de bana yardımcı olmuyor. Ya ben şimdi kime gideyim?..” 
“Sen dön de o zata git. Senin ihtiyacın onun duasıyla gerçekleşecek...” 
Kadın dönüp geldi, durumu Ebu Saîd hazretlerine haber verdi. O ise düşünceli bir halde başını eğdi ve ter içinde kaldı. Peşinden bir çığlık atarak yüzüstü kapandı. O sırada çevreye şöyle bir haber yayıldı: 

BOYNU KIRILARAK ÖLMÜŞ!..
“Zalim vali atına binip o ihtiyar kadının evine doğru giderken, at tökezleyip yere düşmüş, valinin boynu kırılıp ölmüş!” 
Daha sonra Ebu Saîd hazretlerine;
“Neden önce kadının ihtiyacına karşılık vermedin de onu mezarlığa gönderdin?” diye sordular. O da şu cevabı verdi: 
“O zalimin benim bedduamla ölmesini hoş görmemiştim. Bunun için onu kardeşim Hızır aleyhisselâma havale etmiştim. O ise kadını bana göndermekle o zalime beddua etmenin caiz olduğunu göstermiş oldu...”

Toplam Görüntülenme: 1025

Yayın tarihi: Pazartesi, 19 Ekim 2009